|
ZORUNLU
TASSARUF İŞKENCESİ !?
Tasarrufu Teşfik Fonu’nda 1988 yılından bugüne kadar adıma biriken 359.000.000.-
TL.’dir. Bu miktarın 101.109.000.- TL:’sini aldım.Geriye kalan miktarın ödenmesi için
Bergama Ziraat bankası Şubesi’ne itiraz dilekçemi verdim.
Ben itirazın yatını beklerken , ilgili banka şubesine çağrıldım. Bana ödenen
101.109.000.- TL.’nin bir başkasına ait olduğu ve geri ödemem gerektiği belirtildi.
Ödeme yapılırken Tasarrufu Teşfik Hesap numaram ve T.C. Kimlik numaramdaki bilgilerim
banka bilgisayarında kayıtlara uygun olduğu için bana ödeme yapıldı. Benden istenen
parayı ödemeyeceğimi, ancak ana paramın tamamının bana ödenmesinden sonra bu parayı
iade edeceğimi belirttim.
Durumu açıklayan bir dilekçe ve ilişik belgelerini banka şubesine verdim. Dilekçeyi
inceleyen bankanın müdür yardımcısı, genel müdürlüğün kesinlikle bu tür dilekçeleri
kabul etmediğini ve hiçbir şekilde değerlendirilmediğini belirtti. Matbu dilekçe ile
başvurabileceğimi belirtti. Genel müdürlükçe hazırlana matbu dilekçenin benim
sorunumu ilgili makamlara iletmeme engel oluşturmaktadır. Borçlu gösterilmemin şokunu
yaşarken “hukuk devletinde” dilekçe hakkımı kullanmamda bu yolu engellendi. Bunun
üzerine kendilerinin hazırladığı matbu itiraz dilekçesini üçüncü kez banka şubesine
verip, sorunumu içeren dilekçelerimi de APS ile Ziraat Bankası Genel Müdürlüğü’ne
yolladım.
Bu arada tarafıma ödenen 101.109.000.- TL.’yi sözleşmeli olan gişe görevlisi
cebinden ödemek zorunda bıraktırıldığı duyumunuda aldım. Kaldı ki banka çalışanının
bu konuya ilişkin hiçbir hatası yoktur. Bilgilerimi bilgisayardan teyit ederek ödemede
bulunmuştur. Şözleşmeli olan personelin iş akti bozulacağından çekindiği için bu
parayı cebinden geri ödediğini zannediyorum. Banka müdür yardımcısı beni
21/05/2003 günü telefonla arayarak bankaya çağırıp, gişe görevlisinden tahsil
edilen parayı ödemem konusunda bir taahütname hazırladı ve önüme sürdü. Başta
imzalamamakta kararlı iken sonradan bu olayda hiçbir suçu günahı olmayan banka görevlisini
zor durumda kalmasına neden olacağım ve vicdanen çok rahatsız olacağım düşüncesiyle
taahütnameyi imzaladım.
Mağdur duruma düşürülen biz vicdani rahatsızlık içimdeyken bizi bu duruma düşürenlerin
vicdanları sızlıyor mu? Binlerce kamu çalışanını işlerinden edip, banka şubelerinin
önünde sıraya koyanlar, bilgisayarlarımız kitlendi deyip işi çok ağırdan alanların
vicdanları sızlamıyor mu? Yıllardır çalışanlardan kesilen paralar nerelerin,
kimlerin tarafından iç edildiğini herkesçe bilinmesine karşın hak sahiplerinin mağdur
edilmesi ne kadar ahlaki, ne kadar insanidir? Bunun yanıtını kim verecek?
CAFER DOĞAN
ADRES: MERT ÖZTÜRE İLKÖĞRETİM OKULU
FEN BİLGİSİ
ÖĞRETMENİ
BERGAMA/ İZMİR
|
YANIKOĞLU II MAĞAZASI AÇILDI
(Eski Mavi Market)
ismetbaytak@hotmail.com
kuzeyege@yahoo.com
|