|
GÖZLEM

Ali Kaya
NEREDEYSE CUMHURİYET'İMİZLE YAŞITTIR
BERGAMA KERMESİ
Anadolu tarihi ile başlar Bergama'nın tarihi. Kermesi ise neredeyse Cumhuriyet'imizle yaşıttır.
Bu yörede en eski şenlik olma özelliğine de sahiptir ve övünç duyar bununla
Bergamalı.
Kolay değil elbette 67 yıl olmuş ilkinden sonuncusuna. O günlerde doğanlar , ömürlerinin
geldiler neredeyse. Yaşayanlar yaşlansalar bile Kermesler hep büyüdü, gelişti
Bergama'da yerellikten kurtulup, uluslararası düzeye ulaştı. Kaç Kaymakam, kaç
Belediye Başkanı geldi geçti. Kaç kuşak oyunlar oynadı, efelenipte Bergama Zeybeği
döktürdüler Kermes şenliklerinde.
Çocuklar, o ilk günlerindeki oyunlarını her yaşta oynadılar. Pantolanları hep kısa
kaldı diz üstünde.. Beledeki kuşak, sırttaki cepken hep bin yıl öncesi gibi ebemkuşağı,
rengarenk.. "Alı al "moru" mor hala şalvarı, poşusu... Mavisi gök
rengi zeytin yaprağı, çam dalı yeşili üç eteği, bindallısı.. Cepkeni, yeleği
kilim dokuması ve Etiler'den kalma Toros işi keçe külahı. Ayaklarındaki çarık
ATTALOSLAR'Inki kadar yeni ve has deri..
O günlerden günümüzse değişen olumsuzluklarda var elbette..
Selinos ile Kestel'in Madra Dağları'ndan çoğalttığı billur sular azalmış. Okşamıyor
artık Bergama Akropolünün eteklerini ... Madra yaylalarının yeşil örtüleri de öyle
azalmış. Bakırçay'ın rengi eskisi gibi gümüş değil artık. Kirli bulanık akıyor
adını verdiği ovadan.
Kömür yüklü Soma dağlarını karıncalar boşaltmış KİTİ'lerin oğulları ve kızları
siyanüre karşı birlik olmuşlar isyanda.. Yasalar çiğnemiş, mahkeme kararları
uygulanmaz olmuş, cezalar ödemiş yetkili yetkisizler Bergama'da eylemin her türlüsünü
denemişler. Soyunmuşlar, yolları kesmişler sokaklara dökülmüşler, sayımlarda bile
saydırmamışlar kendilerini . Ama yine de duyuramamışlar Ankara'ya seslerini. Dünya
alem duymuş; duymazdan gelmiş Ankara'dakiler...
"Bergama"deyince yasa tanımazlara, insanca yaşamaya karşı gelenlere karşı
"isyan" akla geliyor dünyanın her yerinde. "Celali İsyanları gibi bir
şey mi desem, Köroğlu'nun Bolu Beyi'ne, Pir Sultan'ın Hızır Paşa'ya isyanı gibi
bir şey bu... BEREGAMALI KÖYLÜLER TESCİLLİ MARKA OLDU BU İŞTE...
Yargı kararlarına rağmen, bugün hala direnen siyanürcüler altını üstüne
getirdikleri toprakları terk edip gitmezlerse, yarın Bakırçay'ın o bereketi ve doğurganlığı
yok olacaktır.
Suları zaten azalmış, damarları kurumuş o eski masal çeşmeden zehir akacak yarınlarda.
"Ihlamur ninelerle, çınar dedeler" artık masal anlatamayacaklar Bakırçay'ın
çocuklarına korkularımız ondandır, kuşkularımız bundandır.
Ekinin ekmeye, elemeğinin hünere dönüşmesi, Kafdağı'ndaki bir Anka Kuşu kadar,
uzak mı olacak bize dersiniz.?
Fıstıkçamlarını köklerinden süzülerek gelen ve yarlardan, pınarlardan imbik akan
bal damlası nektarlar birer yılan zehiri mi olup akacak yağmura karışan siyanürle
birlik olup?.. Korkularımız ondandır, kuşkularımız bundandır.
"Kelt"soyundan gelen "GALAT"lar yine kavga için gelmişler bin yıl
öncesi gibi... Tanrılar'ına insan kurban edecek kadar ilkeldi eskileri. Şimdi kilerde
siyanürle zehirleyecek kadar acımasızlar. Altın uğruna insanları kurban etmeye gelmişler.
Hani bu ülkenin "yabancılara verecek bir tek çakıl taşı bile yoktu"...
Hani bir Kurtuluş Savaşı vermiştik bu uğurda... Değil bir tek çakıl taşı,
"altın"ları alıp götürüyorlar da gıkı çıkmıyor yetkililerin... Taşları
zaten götürmüşlerdi ZEUS'u çaldıkların günlerde...
Bu yeni "Galatlara karşı da birer ATTELOS, birer METRİS'iz her birimiz. Bergama Köylüleri'yle
birlikte Kuvvay-i Milliye ruhunu taşıyoruz 80 yıl öncesi gibi.
Yeni "GALAT"lara karşı kazanacağımız utkunun anıtı ZEUS'u getirip yine
dikeceğiz kendi yerine, uzun saçlı güzeller güzeli NİKE, o gün elinde palmiyeyle
kanatlanıp da gelecek yine..
İnsan aklının seçkin yapıtlarından birisidir ZEUS SUNAĞI... Böylesi bir "başyapıt"ı
insanlığa kazandırmanın onurunu yaşar Bergamalı... Bir gece vakti, o en güzel çocuğu
koparırlar ana kucağından, öz yurdundan.. Çandarlı Limanı, bu hırsızlığın tanıklığını
ve utancını yaşar hala...Yüreğinin ta gizli derinliklerinde duyar bu acıya Bergamalı...
Terkedilmiş bir yuvanın umutsuz beklentisi içindedir şimdi o sunağın temelleri...
Ana, yurdunda; oğul, yaban ellerdedir o günden beri... O yurduna hasret; vatanı da
ona...
|
YANIKOĞLU II MAĞAZASI AÇILDI
(Eski Mavi Market)

ismetbaytak@hotmail.com
kuzeyege@yahoo.com
|