baslik1.jpg (7323 bytes)      

market2.gif (15838 bytes)

19 MAYIS 2003      SAYI: 573

baslik2.jpg (10108 bytes)

 Site İndeksi

Haberler

Köse yazıları

Politika kazanı

Kunye

Resmi telefonlar

Biraz Gülelim


MERHABA

ibrahim.JPG (15058 bytes)

İbrahim Baytak

HAYAT KURTAMAK


Bir yıl önce Bergama' da sevilen, saygın bir arkadaşımız Naci USLU kalp krizi geçiriyor. Bergama devlet hastanesi tarafından İzmir'e sevk ediliyor. Ancak kurtulamayıp genç yaşta hayatını kaybediyor. Söylendiğine göre Bergama devlet hastanesinde ilk müdahale tam olarak yapılsa yaşamını yitirmeyecek.
Bundan kısa süre önce Kadastro müdürlüğünde kontrol memuru olarak görev yapan İsmail TAŞDAN rahatsızlanıyor. Bergama devlet hastanesine kadar kendi gidiyor ve tam acil servisin önünde kendinden geçiyor. Nöbetçi doktor Mikail hemen ilk müdahaleyi yapıyor. Daha sonra hastanede kardiyolog olarak görev yapan doktor Ayten Sayın Yazlar müdahale ediyor. Kalbinin durmuş olduğunu görüyor ve şok veriyor. Çok kısa sürede yapılan müdahale sonucu hastanın kalbi yine çalışmaya başlıyor ve hayata dönüyor. Daha sonra İzmir 9 Eylül Hastanesine kaldırılıp yoğun bakıma alınıyor. Bir hafta sonra sağlığına kavuşup taburcu oluyor.
Bütün bunları bana İsmail TAŞDAN kendi anlattı. İlk müdahaleyi yapan doktor Mikail ve kardiyolog Ayten hanıma minnet duyuyor. Bu gün hayatta olmasının nedeni onların çabaları sonucu olduğunu söylüyor. Ayrıca Bergama Devlet hastanesine kardiyolog gelmesinde Kaymakam Ali ŞANLIER' in çabası olduğunu duyduğundan ona da minnettar.
İsmail TAŞDAN diyor ki, Günümüzde yaşlı genç demeden birçok kişi kalp krizi sonucu hayatını kaybediyor. Bana yapıldığı gibi Naci USLU' ya da zamanında müdahale edilmiş olsaydı büyük olasılıkla o da hayatta olacaktı. Bütün bunlar İlçemiz devlet hastanesinde bir kalp uzmanının bulunmasının ve doktorlarının görevini yaptığı zaman ölümleri engellenin mümkün olabildiğini gözler önüne seriyor.
Sıkça duyuyoruz Devlet hastanesine gelen acil hastalar ilk müdahale yapılmadan hemen İzmir' e sevk ediliyor. Gerekçesi uzman doktor, gerekli araçların olmaması veya doktorların riske girmekten korkması deniyor. Ancak bu durumda hasta bazen yolda hayatını kayıp ediyor, kimi yetişse bile geç kalındığı için kurtulamıyor. Kimi ise tam olarak iyileşemiyor.
Devlet hastaneleri yetersiz. Hasta çok, doktor az. Fakat hayat kurtarmak kadar önemli bir şey olabilir mi? Yolda veya geç kaldığı için hayatını kaybeden hastası için doktor "BEN MÜDAHALE ETSEYİM KURTULABİLİR MİYDİ?" diye vicdan muhasebesi yapıyor mu?
Günümüzde vicdan ve cüzdan tartışmaları yaşanıyor. Hataları yüzünden yaşamları sona eren insanlar için hiç kimsenin vicdanı sızlamıyor. Marmara depreminde binlerce kişi çürük yapılan binalar yüzünden hayatını kaybetti. Bingöl depreminde de, daha önceki Erzincan depreminde de. Hepsi binaları nasıl yaptıklarını biliyorlar. Nasıl kum kullandıklarını, çimentodan, demirden nasıl çaldıklarını biliyorlar. Hiç birinin ölümler karşısında vicdanı sızlamıyor. Hiç biri vicdan azabı sonucu itiraf da bulunmuyor. Hepsi namuslu ve suçsuz olduklarını söylüyor.
Geçenlerde gazeteler yazdı; arabası ile kucağında çocuğu bir kadına çarpıyor. Çocuk çarpmanın şiddeti ile arabanın ön camına çarpıyor. Cam kırılıyor ve çocuk ön koltuğa düşüyor. Araç sahibi durmuyor ve kaçıyor. Birkaç km sonra çocuğu yol kenarına bırakıp kaçıyor. Bu kadar vicdansızlık olur mu? Bu kazayı yapan kişi yakalandı. Ne kadar ceza alır bilemem. Ancak esas cezayı biz vicdanımızda vermediğimiz müddetçe değişen hiçbir şey olmaz. Kasten veya ihmal sonucu Orman yakanlarında vicdanının sızladığını, suçunu itiraf ettiğini duymadım.
Cuma günü bir gazetede okudum. Yalova depremzedeler derneği kurucu başkanı Tahir ASLAN bisikleti ile giden baba-kıza çarparak ölümüne neden olmuş ve kaçmış. 14 gün sonra vicdan azabına dayanamayıp gidip teslim olmuş. Bu kişiyi tebrik etmek lazım. Belki de Yalova'da depremde yaşanan acıları görmesi buna neden olmuştur. Ama dürüst, namuslu ve vicdan sahibi biri olduğunu göstermiş. Yargı ne ceza verirse versin o geçer. Ama vicdan azabı ne kadar sürer bilinmez.
Başta doktorlarımız olmak üzere insan, hayvan, doğaya hayat vermek. Ne kadar kutsal bir görev. Doktorlarımız göreve başlarken HİPOKRAT yemini ediyorlar. Herkesin üzerine düşen görevi tam yapması ve vicdan ile cüzdanı karıştırmaması gerekir. Her şeyi yasalardan beklemeden esas ceza ve ödülü vicdanımızda, yüreğimizde hissettiğimiz zaman bir çok şey kendiliğinden çözüme kavuşacaktır.



YANIKOĞLU II MAĞAZASI AÇILDI

(Eski Mavi Market)

 

 

 

 

 

ismetbaytak@hotmail.com

kuzeyege@yahoo.com

 

cizgi1.jpg (425 bytes) cizgi2.jpg (579 bytes) cizgi3.jpg (545 bytes)

HER SALI GÜNCELLENİR