|
İZLENİM
DÜÜÜT !
Recai Şeyhoğlu
İzmir'de lise son sınıf öğrencileri arasında bir sınav yapılıyor ve canım
yeğenim Emrah İzmir birincisi oluyor ama ne annesinin, ne babasının ne de bizlerin
haberi var.
Bayramlaşmak için gelen öğretmen arkadaşlardan duyuyoruz.İstiyorum ki yeğenimi
herkes duysun bilsin. Emrah ise oralı değil.
Lise önlerinde erkek gibi küfreden liseli kızları tanıyınca yeğenim için, kız
gibi bile diyemiyorum. Ne küfür biliyor, ne berduşluk.. Bazen benim birader ithal mi
etti bu çocuğu diye düşünüyorum. Satürn'den Jüpiter'den acaba.. *
Türker Alkan'ın 15 Şubat 2003 tarihli yazısında (Radikal) Emrah'ın tam zıttı
kimliklere tanık oldum. Dinci-muhafazakar kesimdeki 'olağanüstü evlilikler'i
yazıyordu.
Dinciler üstüne basa basa şöyle diyorlarmış: "Bizde flört olmaz. Konuşup
anlaşma olmaz. Geleneklerimize uygun evleniriz."
Yani el ele tutuşma yok. Doyasıya konuşmak yok !
İlahi bir mesaj geliyor olsa gerek.. Ve birden evleniveriyorlar.
Dikkat edin çevrenize, dincilerin evlilik törenlerindeki ihtişam akıl alır gibi
değil. Lüks otellerde, 9 katlı pastalar arasında, limuzinlerle.. Ve bu zevat,
yoksulların savunucuları !
Dinci lider Necmettin Erbakan'ın çocuklarının nişan düğün törenlerine bakın,
anlarsınız.
Türker Alkan 'bu işte bir bit yeniği var' diyor haklı olarak.
Yazısının son paragrafına bayıldım.
"Gelenek-göreneklerimize gelince... Sahi ne oldu köy çeşmesinin başındaki
görüşmeler, yavukluyla buluşmalar, Karacaoğlanlar... Bütün bunlar geleneklerimizin
içinde değil miydi?"
Yaptıkları iş adam kandırma. Böyle ailelerden Emrah gibi gençler çıkar mı acaba
diye düşünüyorum.
Üstelik bu kafalar adam kandırmanın ötesinde yıllardır ülke de yönetir oldular.
Düşünebiliyor musunuz geleceğin Türkiye'sini...
21 Mart 2002'de Mersin'de düzenlenen Nevruz gösterisinde çıkan olaylar nedeniyle
katılımcılarla polis arasında yaşanan tartışma çatışmaya dönüşmüş, Mehmet
Şen isimli yurttaş cami duvarı ile panzer arasında sıkışarak yaşamını
yitirmişti.
Arkasından da panzerde 10 milyarlık hasar oluşturdukları gerekçesiyle 175 kişi
hakkında tazminat davası açılmıştı.
Panzerin şoförü ile Mersin 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin yargıcını çok ama çok
merak ediyorum. Soracağım, kimi sözcüklerin anlamlarını bilip bilmediklerini
öğrenmek için..
Bir televizyon reklamındaki Erzincanlı bekçi Sırrı'nın reklamdaki korkak
tavırlarına ise kimi Erzincanlılar isyan etmişti. (28 Kasım 2002-Milliyet)
Erzincanlıları küçük düşürüyorlarmış.
Takiyeciler İktidarı, espriden anlamayan kuşaklar yetiştiriyordu. Vatan, millet, din
diye Türkiye'yi cılk yumurtaya çevirdiler. Yoksulluk, sefalet, hırsızlıklar arta
dursun 2003'ün Şubat ayında Kurban Bayramı için 8 bin Türk ABD, Maldivler ve
Mauritius Adaları'na uçtu. Dubai'ye giden ise 2 bin kişi.
Toplam 100 bin Türk dokuz günlük bayram tatili için yurt dışına
çıktı.(Radikal-8.2.2003) Anımsatalım, nüfusumuz 63 milyon.
Yaşlı bir amca ve teyze televizyonda paraları yetmediğinden soba yakamadıklarını,
elektrik parası çok gelmesin diye de akşamları erkenden yattıklarını söyleye
dursun, bayram için sahneye çıkan sanatçılarımızın (!) bir gecede kazandıkları
paraya bir bakalım:(14 Şubat 2003-SABAH)
İbrahim Tatlıses
70 milyar lira
Hülya Avşar
60 milyar lira
Ebru Gündeş
50 milyar lira
Gülben Ergen
50 milyar lira
Sibel Can
50 milyar lira
Seda Sayan
50 milyar lira
M.Ali Erbil
40 milyar lira
Petek Dinçöz
35 milyar lira
Fatih Ürek
18 milyar lira
Asgari ücret 200 milyon, benim maaşım ise 650 milyon.(25 yıllık öğretmenim)
Yukarıdaki sanatçıların ne kadar vergi ödediklerini ise sizler öğrenmeye
çalışın.
Kesin bildiğim bir şey varsa o da toplanan toplam verginin % 51'inin sabit gelirlilerden
alındığı.
Bir de Türk vergi sisteminin 102 kez değiştirildiğini biliyorum.
Muhafazakar-mukaddesatçı-liberal-milliyetçi sağ iktidarlar niçin buna gerek duyarlar
ki...
Çalışan gençlerin yüzde 54'ü sigara, yüzde 6'sı alkol
bağımlısı. İnsanların birbirine güveni açısından ülkemiz Filipinlerden sonra
yüzde 6 ile sondan ikinci. İsveç'i merak ediyorsanız söyleyeyim: yüzde 60.
DGM'lerdeki her 10 dosyadan 6'sı faili meçhul.
Rüşvet konusunda araştırma yapılan 52 ülke arasında 8. yiz.
Dünya enflasyon liginde Sudan'dan sonra ikinciyiz.
Para birimi en düşük ülke olarak 2000 Guiness Rekorlar Kitabındayız.
(14.2.2003-Feyzi Hepşenkal-Haber Ekspress)
Kişi başına alkol tüketiminde dünya üçüncüsüyüz.
Sigara tüketiminde ise dünya dördüncüsüyüz.
Beğenmediğimiz 6 milyon nüfusa sahip İsrail'de yılda 9167 bilimsel makale
yayımlanırken bizde ne kadar yayımlanıyor biliyor musunuz? Sadece ve sadece 3774.
Bırakınız sosyalistleri, sosyal demokratlar bile iktidar olamıyor
Türkiye'de. Türkiye 1950'den bu yana liberal-muhafazakar-milliyetçi-dinci sağın
elinde.
Ve.. topu topu tüm illerde Kültür Bakanlığı'na bağlı 394
kütüphane bulunuyor ülkemizde.
400 bin tane de kahvehane.
Kahvehanelerde kimler oturuyor? Tabii ki işsizler !
Sağ uyutmuş da uyutmuş Türkiye'yi.
Halkım diazem içmiş gibi.
Müslüm Gürsesleri dinleyerek, Asenaları izleyerek, takiyeci şarlatanları seyrederek
uykusunu sürdürüyor.
Gazetelere, "Yeni göğüslerimle ilk kez" diye faks çeken
manken Ebru Şallı'nın Allbres haplarıyla 75 olan göğsünün 80'e çıkartılmış
halini izliyor halkımız. (26 Nisan 2002-Yeni Asır)
Silikon 'OUT' hap 'IN' miş habere göre.
Tabii ki karede büstiyeri ile poz veren Ebru Şallı kızımız..
*
Bir televizyon programı. Adı 'İki Kere Kiki'
Eğlence programını Cem Davran (tiyatrocu) ile ünlü çıplak Hande Ataizi sunuyor.
Programın konuklarından biri bir başka ünlü çıplak. Sevda Demirel ! Hani şu,
gittiği hamama kameraları götüren sanatçı. (!)
Hande Ataizi nam çıplağımız, konuklarından Arto'ya, Sevda
Demirel'i kastederek "Beni onunla karıştırma. Sen de o da bedenlerinizi ön plana
çıkarmıyor musunuz?" diyor.
Bunu duyan Sevda Demirel'in, "Sen de benim gibi vücudunu sergilemiyor musun?"
yanıtı vermesi üzerine Ataizi, "Hiç olmazsa beni senin gibi polis basmadı"
diyor.
1 Mayıs 2002 tarihli Hürriyet'in ikinci sayfasında üç fotoğrafla
verilen 'Günün Haberi'ndeki yazının devamını gelin birlikte okuyalım. "...
Demirel de, "Sen benim kim olduğumu biliyor musun o...pu, ben senin gibi camlara
çıkıp donumu çıkarmadım." diyerek Hande Ataizi'ne tokat patlattı."
Haber günlerce televizyonlarda ve gazetelerde yinelendi durdu.
Halkımız da izledi durdu.
*
Almanya'da bir otelde porno film seyreden İbrahim Tatlıses'in
odasına Tatlıses tarafından davet edildiği için elinde CD'si genç bir kadın
giriyor. Gazetelerde ve televizyonlarda bomba haber olarak günlerce Tatlıses'in kadına
tecavüz ettiği yazılıp çiziliyor. Tatlıses kıvırtıp duruyor. Önceleri ortaya
çıkmasa da..
Tatlıses'in muhterem arkadaşı, çocuklarının annesi Derya Tuna da,
"Yaptıysa canı sağolsun" diyor.
Aynı Derya Tuna, transparan bir elbise ile sahnede şarkı söyledi diye gazino
çıkışında baldırından vuruluyor.Sonraki günlerde..
Gazeteler ve televizyonlar neredeyse saat başı bu haberle yatıp kalkıyor.
Tatlıses'in kadınlarından bir başka ünlü dansöz Asena da gene bir gece gazino
çıkışında ayağından vuruluyor.
Medyamız yine görev anlayışına uygun bir şekilde olayı dakika dakika halkımıza
sunuyor.
Halkım, ruh gibi seyrediyor olup bitenleri.
Oxford mezunu biyolog.. Kelebekler Vadisi'ne gidip kelebeklerin cinsel yaşamlarını
inceleyen-gözlemleyen bilim adamları gibi sessiz, dikkatli ve kendini işine
kaptırmış adeta.
İzliyor da izliyor. Dinliyor da dinliyor.
*
Işık yakıp söndürmekle de uyanacağı yok !
Şu günlerde yapılacak iş bence şu:
Sabahın sekizinden akşamın sekizine kadar her saat başı beşer dakika düüüt !
Hem de metal düdüklerle..
|
YANIKOĞLU II MAĞAZASI AÇILDI
(Eski Mavi Market)
ismetbaytak@hotmail.com
kuzeyege@yahoo.com
|