|
"Hayır"lar
Hayırlara Vesile Oldu!
Alandaki on binlerin heyecanı korkuyla karışık
bir heyecandı: " Ya meclis buradan sesimizi duymazsa"... Bir taraftan on
binlerin barış talebi, hemen ötede ise kararı verecek olan TBMM. Mitingdekilerin
korkusu akşam gelen haberle dağıldı: Tezkere çıkmadı.
BİA (Ankara) - Türkiye için tarihi bir gün olan cumartesi günü iki 'hayır'la geçti.
İlki, sabah saatlerinden itibaren Ankara Hipodrom'da toplanıp, öğle saatlerinde
TBMM'ye bir kaç kilometrelik uzaktaki Sıhhiye Meydanında toplanan, kimine göre otuz,
kimine göre, seksen kimine göre de yüz bini aşkın savaş karşıtından oluşan
kitlenin, "savaşa hayır" mitingiydi kuşkusuz.
İkincisi ise, günlerdir eylemlere, mitinglere, basın açıklamalarına, forumlara neden
olan ve Cumartesi akşamı, barışseverleri sokaklara döken, barlara akın ettiren,
kimilerine de "şükürler olsun" dedirten, dualar ettiren, yabancı askerlerin
Türkiye'de konuşlanmasına ve Türk askerinin yabancı bir ülkede konuşlanmasını öngören
tezkerenin kabul edilmediği haberinin alınması oldu...
"Ya meclis duymazsa!"
Ankara sokakları, caddeleri, barları, cumartesi günü yapılan coşkulu miting ve akşama
doğru meclisten gelen haber ile karnaval havasına büründü adeta.
Öncelikle onbinlerin katılımıyla gerçekleşen '1 Mart savaşa hayır' mitingindeki
izlenimlerimizden başlayalım...
Günler öncesinden hazırlıklarına başlanan barış mitingi için, İstanbul ve Türkiye'nin
en ücra köşelerinden (mesela Kars, Ağrı, Hakkari ve Van'dan çok sayıda barışsever,
18-20 saatlik otobüs yolculuğunu göze almıştı) binlerce insan Ankara'ya akın etmişti...
Barışseverlere belki de yıllarca 'referans' olacak
Herkes cesaret kazanmıştı tabii. Herkeste büyük bir heyecan. Ancak
alandaki on binlerin heyecanı korkuyla karışık bir heyecandı. Bu tüm yüzlere yansıyordu;
" ya meclis buradan bile sesimizi duyamazsa"...
Katılımcılar bu korku yüzünden daha bir yüksek sesle haykırıyordu Sıhhiye Meydanından;
" çıkarsa tezkere meclis gitsin askere" diye... Gerçekten de tarihi bir andı.
Bir taraftan on binlerin barış talebi, hemen ötede ise kararı verecek olan TBMM...
"İncirliği Yıkalım Halı Saha Yapalım"
Hipodrom'da bir araya gelip, oradan da Sıhhiye Meydanına doğru sloganlar atarak, düdükler-davullar
çalarak, halay çekerek akın eden barışseverlerin, iki nokta arasındaki kısa
mesafeli yürüyüşü, meydanın taşması yüzünden saatler aldı. Ama miting yalınızca
meydanda sınırlı kalmadı, yürüyüş boyunca anarşistler, 'parlak' sloganları ile
çevredeki diğer grupları coşturdu; "savaş bizi deli etti", "İncirliği
yıkalım halı saha yapalım", "çıkarsa tezkere Tayyip gitsin askere"...
Türkiye Gazeteciler Sendikası, "savaşa değil barışa haber" dövizleri taşırken,
Halkın Demokrasi Partisi mensupları (HADEP) da yürüyüş boyunca nüfus cüzdanlarını
havaya kaldırarak " kimliksiz yaşamak istemiyoruz" sloganı ile çevredekilerden
alkışlar aldı...İnsan Hakları İçin Mazlumlarla Dayanışma Derneği mensubu
(Mazlum-Der) kadınlar "kahrolsun ABD emperyalizmi", " kahrolsun İsrail"
sloganları atıp Arapça yazılı dövizler taşıdı...
Meydan girişindeki polis arama noktasında da "renkli" görüntüler yaşandı;
Polise, "sizin için de güzel yalanlarım var" diyen, Amerika bayraklı-
maskeli "yalancı" isimli palyaçolar, üstü aranırken bile slogan atmaktan
geri durmayanlar, bir yolunu bulup mitinge katılmak için bisikletini polise emanet bırakmak
isteyen çocuklar, cebinde "fazla" bozuk para olduğu için alana alınmayan
zurnacı, "aramaktan kollarım uyuştu" diyen polisler...
Çocukların da Hayır demeye hakkı var!
Yürüyüşe babasıyla katılan yedi yaşlarındaki Selim, polis tarafından alana
sokulmak istenmeyince " ben de gitmek istiyorum, ben de bağırmak istiyorum"
diyerek ağlamaya başlayınca babasıyla beraber alana alındı. Ancak bu
"jest" sadece Selim için yapıldı. Çünkü mitinge, dershaneden kaçıp
gelen, ya da ailesiyle gelen çocuklar çoğunlukla alana alınmadı. Oysa Ataol Behramoğlu'nun
mitingde "bırakalım sevda ile büyüsünler" deyip, okuduğu şiiri adadığı
çocukların da savaşı protesto etmeye hakları vardı...
Sosyalist Demokrasi Partisi (SDP) Genel Başkanı Akın Birdal, Saadet Partisi (SP) Grup
Başkan Vekili Mehmet Bekaroğlu, HADEP Genel Başkanı Ahmet Turan Demir, Özgürlük ve
Dayanışma Partisi (ÖDP) Genel Başkanı Hayri Kozanoğlu 'nun da katıldığı mitinge,
Mor ve Ötesi grubu, Bulutsuzluk Özlemi grubu solisti Nejat Yavaşoğulları, Edip
Akbayram, Ferhat Tunç, Mezopotamya Kültür Merkezi'nden (MKM) Koma Azad, Aylin Arslan ve
Rojin şarkılarıyla renk kattı. Rutkay Aziz, Ataol Behramoğlu ve Orhan Alkaya da
"barış" konulu şiirleriyle mitingi desteklediler.
Mitingin "favori" sloganlarından bazıları ise şunlardı, "susma sustukça
cenazeler gelecek", " Savaşın savaşın bok var bok var", "savaş
bizi deli etti", "Tayyip askere".
Ve HAYIRLI "Haber" Alındı...
Onbinler, akşam saatlerine doğru "içlerini iyice dökmüş olarak" dağılırken,
yoğun kalabalıklar da Kızılay ve Yüksel civarındaki iş yerlerinde, televizyonların
başına üşüştü... Her kesin aklındaki sorur ortaktı, "acaba meclis bu gün
sesimizi duydu mu", "acaba tezkerenin görüşülmesinden hemen önce meclise
teslim edilen bir milyon imza etkileyecek mi vekilleri?"...
Nihayet saat altı gibi soru işaretleri tamamen bitmişti. Günlerdir alanlarda
"savaşa hayır", "tezkere geri çekilsin" diyen barışseverlerin
istediği olmuştu. Bu kez "hayır!" sloganları meclise de yansımıştı...
Yüksel Caddesinde toplanan barışseverler kendilerinden geçercesine hoplayıp zıpladı,
sloganlar attı. Ataol Behramoğlu, Orhan Alkaya ve Abdurrahman Dilipak bile, 18 yaşındaki
gençlere taş çıkartırcasına zıpladı, slogan attı. Polis yine yoğun güvenlik önlemi
aldı... Sami Evren, megafonla alandakilere "gözümüz aydın" dedi, ret oyu
kullanan vekillere teşekkür etti. Herkesin umduğu olmuştu nihayet. Çoğu insan için
bir "sürpriz" olsa bile, gerçekten de güzel bir sürprizdi... Orhan Alkaya,
meclisten gelen haberi, "bu savaşı barış kazandı" diye yorumlarken,
Abdurrahman Dilipak da "bundan sonra halkı, barışın maliyetlerine hazırlamak
gerekir" diyordu.
|
YANIKOĞLU II MAĞAZASI AÇILDI
(Eski Mavi Market)

ismetbaytak@hotmail.com
kuzeyege@yahoo.com
|