baslik1.jpg (7323 bytes)      

market2.gif (15838 bytes)

3 ŞUBAT 2003      SAYI: 544

baslik2.jpg (10108 bytes)

 Site İndeksi

Haberler

Köse yazıları

Politika kazanı

Kunye

Resmi telefonlar

Biraz Gülelim


MERHABA

ibrahim.JPG (15058 bytes)

İbrahim Baytak

 

UMUT

Yarın, bu günden iyi olacak mı? "Çiftçinin karnını yarmışlar 40 defa bir dahaki yıl çıkmış. Ücretlinin karnını yarmışlar, 40 defa bir dahaki ay çıkmış" derlerdi eskiden. Fakat bu gün 40 ay veya 40 yıl sonrasında bizler veya çocuklarımız bu günden daha iyi durumda olacak mı? Buna kaç kişi inanıyor?
Eskiden sadece kendimizi düşünmezdik. Ülke ekonomisi güçlenince kendimizin de durumunun düzeleceğine inanırdık. Fakat 1980 den sonra bizleri değiştirdiler. "Gemisini kurtaran kaptan" dediler. Köşeyi dön de nasıl dönersen dön dediler. Bizde öyle yapmağa başladık. Hep kendimizi düşündük. Hep kendimize bir şeyler istedik. Altta kalanın canı çıksın dedik.
Çiftçi ürününe biraz fazla para isteyince; "60 milyonun hakkını birkaç milyona veremeyiz, enflasyon azar, ekmekler pahalanır" dediler,
Memur maaşına zam istedi; "veremeyiz, 60 milyonun hakkını 2 milyon memura verirsek olmaz" dediler
İşçi toplu sözleşmede zam istedi; "olmaz, dünya kadar işsiz var, ücretini beğenmeyen çıksın, yarı ücrete çalışacak milyonlarca kişi var" dediler,
Hep bunlara inandık hak verdik. Kemer sıkın dediler, sıktık. İşçiye, memura, çiftçiye, esnafa verilmedi. Bütün bunlara rağmen enflasyon azdı, işsizlik aldı başını gitti, pahalılık alabildiğine arttı. Paramız pul oldu. Üstelik devletin parasız yapması gerektiği işler paralı yapılır oldu. Okullara, resmi kurumlara ödenek göndermedi. Her kurum bir dernek veya vakıf kurdu. Bağış adı altında ama kimseye sormadan alınan paralarla hizmetler yürütüldü. İtiraz eden olursa "ödenek gelmiyor ne yapalım" dediler. Okullarda "çocuklarınız üşüsün mü, daha iyi eğitim almasın mı?" dediler inandık itiraz etmedik verdik.
Bütün bu fedakarlıklara katlandık. İşçiye verilmedi, memura verilmedi, esnafa verilmedi, resmi kurumlara gönderilmedi, yeni işyerleri açılmadı, bu paralar nereye gitti derken birde öğrendik ki;
Bankalar hortumlanmış, her yerde rüşvet, yolsuzluk artmış. Nereden, nasıl kazandığı bilinmeyen ama çok parası olan bir avuç kişiye yüksek faizle borçlanılmış. Milyarlarca faiz geliri olanlara vergi muafiyeti de sağlanmış. Yabancı ülkelere IMF, dünya Bankasına milyarlarca dolar borç birikmiş. Bu borçların faizleri bile ödenemez duruma gelinmiş. Borç faizlerini ödemek için bile yeni borç bulmak gerekir olmuş. Yolsuzluklar almış başını gitmiş.
Birileri bize verilmeyen paraları hiç etmiş. Bu kez "para bunun için yokmuş, paralar böyle buharlaşmış diye düşündü vatandaş". Yıllardır parlamentoda, iktidarda, muhalefette olan partileri bu nedenle cezalandırdı. Nereyi kurcalasan bir pislik çıkmağa başladı. TV lar, söylemekle, gazeteler yazmakla bitiremez oldular yolsuzlukları. Açılan soruşturmalar, sorgular, gözaltılar, tutuklamalar geldi. Ama bir süre geçti hemen hiç kimseye bir şey olmadı. Kimi kaçtı, kiminin suçu zaman aşımına uğradı. İşte bu nedenle yıllardır parlamentoda, iktidarda, muhalefette olan partileri cezalandırdı.
İşverenler örgütlü ve örgütleri güçlü. Çünkü sayıları az, çıkarları için bir araya gelebiliyor, ortak hareket edebiliyorlar. Ekonomik güçleri de var. Ayrıca yabancı sermaye ile ortaklıkları var. Ellerinde üretim araçları var. "isteklerimiz olmazsa işyerleri kapanır işçiler işsiz kalır" diyerek istediklerini yaptırabiliyorlar. İktidar ve yöneticilerle bir araya gelip isteklerini söyleyebiliyorlar. Toplantılarına başbakan veya bakanları çağırıyor, onlardan söz alıyorlar. Ama, işçi, memur, çiftçi ve esnaf yeteri kadar örgütlü olmadığından, örgüt yöneticilerinin bir çoğununda tabanından kopuk olmasından seslerini duyuramıyor. İstediklerini yaptıramıyor.
Halkın umudu seçimler yapıldı. Seçimler istikrar getirsin deniliyordu, tek parti büyük çoğunlukla iktidar oldu. Ancak, güçlü bir parlamento desteğine rağmen halka sorunları çözüleceğin dair bir umut veremedi. Bir ayni şeyler olmasın diye, dokunulmalıklar kalksın dendi, söz verildi, seçimler geçince vaz geçildi. Yolsuzluk olmasın diye ihale yasası değişti, olmaz iptal edelim diyorlar. Nereden buldun yasası çıktı, bir iki yıl uygulanması ertelendi, sonrada iptal edildi. Peki ayni şeylerin bir daha olması nasıl engellenecek? Nasıl temiz toplum kurulacak?
Hiç kimse kısa sürede çözüm beklemiyordu ama hiç olmazsa "tamam, bunlar işleri yoluna koyacak" diye umutlanmak istiyordu. Kaç kişi iyimser? Birde, Kıbrıs sorunu, Irak savaşı çıktı başımıza. Şimdilik herkes suskun. Hala bir beklenti var. Gittikçe azalsa da halk sorunların çözüleceğini inanmak istiyor. Vatandaş parti ve kişisel sorunlara değil önce yakıcı ve dayanılmaz hale gelen YOKLUK, YOKSULLUK, İSİZLİK VE PAHALILIĞA öncelik verilmesini istiyor.



YANIKOĞLU II MAĞAZASI AÇILDI

(Eski Mavi Market)

 

 

 

 

 

ismetbaytak@hotmail.com

kuzeyege@yahoo.com

 

cizgi1.jpg (425 bytes) cizgi2.jpg (579 bytes) cizgi3.jpg (545 bytes)

HER SALI GÜNCELLENİR