|
DİKİZ
AYNASI 
İrfan KESKİN
PEKİ AMA NEDEN? II
Sevgili dostlar geçen sayıdaki -Peki ama neden?- başlıklı yazımda
devlet vatandaş arasındaki barış, karşılıklı güven ve özgüven konusunda düşüncelerimi
aktarıp paylaşmaya çalışmıştım. İsterseniz bunu yaşayarak tanık olduğum veya
kendi yaşadığım birkaç örnekle de bunu genişletelim.
Yıl 1991 Şubat birkaç arkadaş Romanya'dayız ki o zaman Romanya sosyalizmden dönmüş
yeni ekonomisini oturtamamış bir konumdaydı.
Arkadaşım kayıp düşmesi sonucu ayağı kırıldı. Arkadaşımızı bir arabaya koyup
hastaneye götürdük, hastanede tedavisine başlandı ve burada bir tanede yeminli tercüman
çağrıldı, her türlü tedavisi tamamlandıktan sonra ilaçları verildi ve bize birkaç
resmi evrak imzalattırıldı ve gönderildik.
Yıl 1994 Edremit-Ayvalık arası, Edremit'e sadece 30-35 km. mesafede bir trafik kazası,
kazaya karışan diğer taraf Türk asıllı Alman vatandaşı bir aile. Kaza sonrası
Edremit'ten kaza yerine ambulans 30km yolu yaklaşık bir saatte geliyor. Ancak aynı gün
telefon edildikten 3-4 saat sonra Alman sigorta şirketinin ambulans uçağı gelip yaralıları
alıp götürüyor.
Yıl 2003 ocak ayı başları yer Türkiye-İzmir-Bergama Türkiye'nin en çok turist çeken
ören yerlerinin sıralamasında ilk beşe giren Akrapol ve Aslepion'da gezi esnasında
Alman bir turistin kayıp düşmesi sonucu ayağı kırılıyor. Telefon ettiler gittim
taksiyle alıp geldim. (bir kere bir turistin Milliyeti ne olursa olsun derdini
anlatabilmesi için doktorlarla diyaloğu sağlayacak yabancı dil bilen hiçbir eleman
yok, hatta güvenlik birimlerinden bile bu işlemi yerine getirebilecek bir tane eleman
yok. Ama Yabancı Diller Yüksekokulu, Turizm Meslek Yüksekokulu, Turizm Rehberlik Yüksekokulu,
kolej v.s. mezunu bir sürü insan sokakta işsiz, güçsüz dolaşıyor olmasına rağmen)
turist bir şeyler anlatıyor doktorlar anlamıyor, doktorlar bir şeyler anlatıyor
turist anlamıyor. Sonuçta doktorlar kendi mesleki tıbbi deneyimlerine istinaden
tedavilerini yaptılar. Yaptılar yapmasına bu seferde yazışmalarda ve bürokraside
ciddi sorunlar yaşandı. Belki de yarım saatte veya bir saatte yapılacak tedavi işlemi
2-3 saat sürdü ki turist milyonlarca lira tedavi masrafı ödedi.
Hepimiz her gün olmasa bile devamlı gazete okuyup televizyon seyrediyoruz veya kendimiz
tanık olup yaşıyoruz. Hastane kuyruklarında ölenler, hastane masraflarını ödeyemediği
için rehin kalan hastalar ve doğum yapan anne- bebekler, istediği ilgiyi göremeyen
hasta ve hasta yakınlarıyla günde normalde 10 hastaya bakması gerekirken 50-100
hastaya bakmak zorunda doktorlar, ölen veya sakat kalarak bir ölü haline gelen hasta ve
hasta yakınlarının feryatlarını v.s. izliyoruz veya okuyoruz. Bunun%80-90'nı ülkemizde,
%10-20'de diğer ülkelerde görüyoruz ki onlarda maddi ve manevi olarak o insanların mağduriyetini
gideriyorlar. Burada tabi ki madalyonun öbür yüzü var. Çok az bir çoğunlukta olsa
özel lüks hastanelerde, özel doktorlar tutarak milyarlar vererek bu yaşam zorluklarını
hiç yaşamayanlarda var.
Bu sadece sağlıkta böyle değil, devlet vatandaş arasında devletin ana görevi olan
sağlık, eğitim ve hukuk hepsi alabildiğine laçkalaşmış, hepsi alabildiğine birer
rant kapısı olmuş. Hal böyle olunca da olan yine biz zavallı vatandaşa oluyor. Peki
Ama Neden?
*****
İlçemiz emekli öğretmen Bergama siyasetinin tanınmış ismi Bahattin Bayındır'ın oğlu
Hasan Bayındır elim bir trafik kazası sonucu 18.01.2003 Pazar günü aramızdan ayrılmıştır.
Hasan'a Allah'tan rahmet, başta ailesi olmak üzere tüm yakınlarına başsağlığı
dilerim.
İyi haftalar. |
YANIKOĞLU II MAĞAZASI AÇILDI
(Eski Mavi Market)
ismetbaytak@hotmail.com
kuzeyege@yahoo.com
|