baslik1.jpg (7323 bytes)      

market2.gif (15838 bytes)

13  OCAK 2003      SAYI: 538

baslik2.jpg (10108 bytes)

 Site İndeksi

Haberler

Köse yazıları

Politika kazanı

Kunye

Resmi telefonlar

Biraz Gülelim


Hasan Gökvardar
Emekli Maden Mühendisi anlatıyor
“ovacık altın madeni”

vardar.jpg (19122 bytes)

Hasan Gökvardar
Emekli Maden Mühendisi - Newmont Ovacık Altın Madeni eski Kamu İlişkileri Müdürü
Hasan Gökvardar, 1954 Ankara Doğumlu, Maden Mühendisi, Ovacık Altın Madeni İşletmesinin en eski çalışanlarından.




İşletmeden ayrılış sebebi:

Uzun bir süredir üretim öncesi Bergama Ovacık köyü yakınlarında üretime geçmeyi bekleyen İşletme, yaklaşık iki senedir tüm yasal engellere rağmen üretim faaliyetine devam etmektedir. Üretim sırasında işletmede tüm idari yapı ve yönetim yabancı firmanın Avustralyalı müdürlerinin eline geçmiştir. Türk müdürlerin yetkileri ve sorumlulukları alınmaya, eski çalışanlar ise işten uzaklaştırılmaya başlanmıştır.
Kendi ülkemde tecrübesis yabancıların egemen olduğu bir işletmede, onarın her dediğini kabul eden, ülke çıkarlarını kendi çıkarları için hiçe sayan Türk yönetimi ile çalışmayı içime sindiremedim. Emekli olduktan sonra şahsıma teklif edilen onurumu ve şerefimi ayaklar altına aldıracak yetkisiz bir şekilde part time çalışmayı, susarak, köle gibi çalışarak para kazanmayı, ülkemin madenlerini kontrolsuz, denetimsiz bir şekilde yabancı mantığıyla çaıştıran bu şirketten ayrılmayı duyarlı bir yurttaş olarak mesleki şerefim ve onurum için istedim.

Türkiye Cumhuriyeti Devletinin bir Hukuk Devleti olduğuna inanıyorum ve teknik bir kişi olarak, duyarlı bir yurttaş olarak, ayrıldığım şirketten rahatsızlık duyduğum hususları, bilgileri aşağıda kamuoyuna duyurmak istiyorum.

İşletmenin sahibi hakkında bilgiler:

Ovacık Altın Madeni İşletmecisinin ismi sürekli değişti. 1990 yılında Avustralya kökenli ACM olarak başladı, daha sonra sırasıyla Eurogold ve Normandy olarak devam etti. Şu anda işletmenin sahibi Newmont isimli Amerikalı bir firma Newmont Avustralyalı Normandy firmasını da aldıktan sonra dünyanın bir numaralı altın üreticisi konumuna geçti.

Altın - Gümüş İşletmesi Projesi hakkında bilgiler:

Altın ve Gümüş cevheri çıkartmayı, altın ve gümüş elde etmeyi hedefleyen Ovacık Altın Madeni İşletmesi Madeni işletme sahasından kazarak çıkartması için Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığından Maden İşletme Ruhsatını 1992 yılında almıştır. İşletme ruhsatları 10 yıl olarak verilir ve süre bitiminde İşletmenim çalışmasıyla ilgili bir problem, hukuki bir işlem yoksa! Uzatılır. 2002 yılın da kesinleşmiş mahkeme kararları da olmasına rağmen İşletme Ruhsatı 2012'ye kadar 10 yıl daha uzatılmıştır.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığına verilen Maden İşletme Projesinde Madenin ömrü sekiz yıl gösterilmiş ve cevher miktarı, tenörü bir ton kaya için 9 gram altın ve 11 gram gümüş olarak toplam rezerv (Toplam altın, gümüş miktarları) 24 ton altın 24 ton gümüş olarak gösterilmiş, işletme planları da buna göre yapılmıştır. Madeni işleyecek tesis yılda 300 000 ton ham cevher işleyecek şekilde dizayn edilmiştir. Buna göre yılda 3 ton altın ve 3 ton gümüş üretilecektir.
Maden işletmesinin son durumuna bakılacak olursa; işletme projesi tamamen değişmiştir. Açık işletme ve Kapalı İşletme Projeleri Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığına verilen projelere uymamaktadır. Açık İşletmeye ağırlık verilmiş, planlardaki sınırlara uyulmamış, Ovacık Köyü tarafında sağlık koruma bandını ve maden kanununu ihlal eden bir şekilde genişlemiştir. Kapalı işletme köy camisinin, yaşam birimlerinin altına kadar ilerlemiştir. Tesiste işlenen cevherin bir ton cevherde ortalama tenörü 30 - 40 gram arasında değişmektedir. İşletmede hafta da 300 - 500 kg altın-gümüş karışımı dore (Altın, gümüş karışımı nihai ürün) üretilmektedir.
Kısaca işletmenin devlete bildirdiği planlar ve miktarlar ayrı gerçekler ayrıdır. İşletmenin rezervi (toplam altın ve gümüş miktarları) ve tenörü (bir ton kayadaki altın-gümüş miktarları) gizli tutulmaktadır, gizlenmektedir. Bu rakamlar şirkette çalışan Türk personelden bile gizli tutulmuştur. Maden sahasında ilave sondajlar yapılmaktadır; maden rezervi devamlı artmaktadır. Proje değişiklileri, rezerv ve tenör değişiklikleri sürekli değişmekte; Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığına değişiklikler konusunda bilgi verilmemektedir. İşletmenim fenni sorumlusu sürekli değiştirilmektedir. Şirketin uluslar arası platformlarda, değişik toplantılarda rezerv (Toplam Altın ve Gümüş miktarları) ve cevher tenörü (Bir ton kaya içindeki altın, gümüş miktarları) konularda verdiği rakamlar tamamen farklıdır. Kısaca Ovacıktaki rezerv ve tenörü şirket Türk çalışanlarından kamuoyundan ve Devletten saklanmaktadır.
Maden İşletmesi ise masa başında yapılan plan ve projelerle Maden Dairesi tarafından uzaktan kontrol edilmektedir!

İşletmede çıkarılan cevherin Tesis biriminde siyanür ile işenerek altın, gümüş haline dönüştürülmesi için ise Gayri Sıhhi Müesseseler Kanunu ve Yönetmeliklerine göre;
-    İşletmenin Bayındırlık ve İskan Bakanlığından gerekli imar planlarını yaptırması ve bu imar planları kapsamında gereken inşaatlarını yapabilmek için inşaat ruhsatı alması, inşaat ruhsatlarına göre tamamlanan inşaat birimlerine ise aynı Bakanlıktan yapı kullanma belgeleri alması gereklidir.
-    Sağlık Bakanlığından ise ilgili yönetmenlikler kapsamında deneme izni, emisyon izni, tesis açılma ruhsatı gibi izinleri alması gerekmektedir.
-    Çevre Bakanlığından ise ÇED Yönetmenliğine göre olumlu görüş, tehlikeli atıkların baraja depolanması için ise tehlikeli atıklar yönetmenliğine göre atık depolama izni alması gereklidir.

İşletme 1996 yılında Bayındırlık İl Müdürlüğünden aldığı inşaat ruhsatları ile 1997 yılında inşaatlara başlamıştır. İnşaatların yapımı sırasında Danıştay'ın " Ovacık Altın Madeninin İşletilmesinde Kamu Yararı Yoktur " kararı alınmış; bunun üzerine İzmir Valiliği, İl İdare Kurulu Kararı-Görüşü ile Ovacık Altın Madeninin İmar Planlarını iptal etmiştir. Bu karara rağmen inşaatlar imar planları ve ruhsatları iptal olan, bulunmayan bir işletmede tamamlanmış ve kullanılmaya başlanmıştır.

Sağlık İl Müdürlüğü ise Danıştayın kararından sonra Başbakanlığın İşlem tahsis etmesiyle! Tesise bir yıllık deneme izni vermiştir. Deneme izni bitmesine rağmen işletmeyi ne durdurmuş ne de çalışması için gerekli olan emisyon izni ve açılma ruhsatı belgelerini vermiştir.
Sağlık İl Müdürlüğü ayrıca Sağlık Bakanlığına Deneme izni biten firmaya, Emisyon İzni ve Açılma Ruhsatı konularında ne gibi bir işlem yapacağını sormuş; Bakanlıkta İşletme ile ilgili devam eden mahkemelerin sonuçlanmasına kadar herhangi bir işlem yapılmamasını istemiştir.
Bu ara İşletmenin kapatılmasını isteyen İzmir İdari Mahkemesi Kararı ortaya çıkmış ve Maden İşletmesi mühürlenerek kapatılmıştır.
Ertesi gün Bakanlar Kurulu Prensip Kararı! Ortaya çıkmış ve Bergama Kaymakamı Bergama dışındayken Sağlık Gurup başkanlığı prensip kararını yorumlayarak Madeni İşletmeye açmıştır. Bergama Kaymakamı prensip kurulu kararını tekrar değerlendirmiş İzmir İdari mahkemelerinin 2 kez madeni durdurma kararını düşünmüş ve Maden İşletmesinin Mühürlerinin sökülmesi işlemini iptal etmiş ve durumu bir yazı ile hem işletme yetkililerine hem de Bergama Cumhuriyet Başsavcılığına duyurmuştur.

Bu ara maden kendi kendine çalışmaya devam etmiş, hatta kendi kendini denetlemeye başlamış ve haftalık kontrollerini Sağlık ve Çevre İl Müdürlüklerine iletmiştir.
Bergama da haftada iki kez yayımlanmakta olan Kuzey Ege gazetesinde Kasım ayı içinde çıkan "Maden Ruhsatsız mı" yazısı üzerine Sn. Kaymakam " Madenin faaliyette olduğunu gazeten öğrendiğini! " söylemiş ve tesisin bilgisi dışında çalıştığını öne sürerek Ovacık Altın Madeni İşletme yetkililerine gerekli ruhsatların olup olmadığını sormuş; İşletme yetkilileri ruhsatların bulunmadığını söylemesi üzerine, Sn. Kaymakam İşletmeye faaliyetlerin biran önce durdurulması için bir uyarı yazısı göndermiş ve aynı anda Cumhuriyet Başsavcılığını da konuyla ilgili bilgilendirmiş ve gerekenin yapılmasını istemiştir.

Bu ara Bergamalılar da Maden yetkilileri hakkında ruhsatsız tesis çalıştırdıklarından dolayı Cumhuriyet Başsavcılığına şikayette bulunmuşlardır. Bergamalılar ayrıca TEDAŞ Müdürlüğüne de başvurmuş ve ruhsatsız bir tesise nasıl elektrik verildiğini sorarak savcılığa TEDAŞ ve İşletme yetkilileri hakkında da suç duyurusunda bulunmuşlardır.

Bakanlar Kurulu Prensip Kararı Baromuzun, Hukukçularımızın ve Başbakanlık yetkililerin açıklamasına göre icrai nitelikte olmayan, herhangi bir işlem yapılmasını emretmeyen tavsiye kararlarıdır. Ovacık Maden İşletmesi de bundan dolayı ilgili Bakanlıklardan gereken ruhsatları alamamaktadır.

Şu anda Ovacık Altın Madeni ruhsatsız olarak, tüm yargı kararlarına rağmen kontrolsuz bir şekilde çalışmaktadır.

Gayrı Sıhhi Müesseseler Yönetmeliğinin ilgili maddelerine göre ruhsatsız bir tesisi işletmenin bulunduğu yörenin en büyük mülkü amirinin (Bergama İlçe Kaymakamının) kapatması gereklidir. Bergama Cumhuriyet Başsavcısının açıklamasına göre;
Ruhsatsız çalışmakta olan madeni kapatacak makamın Gayri Sıhhi Müesseseler Kanununun ilgili maddesinde, o yörenin en büyük Mülki Amiri olarak Bergama Kaymakamının olduğunu açıklamış tüm belgeleri ve dosyayı Kaymakamlığa gerekli işlemleri yapması için iade etmiştir.
Madenin Gayri Sıhhi Müesseseler Kanunu - Yönetmeliklere göre İlçe Kaymakamı tarafından kapatılıp, mühürlenmesi gerekmektedir.

Yetkililer topu birbirine atmakta, hiç kimse üzerine düşen görevi yapmamaktadır. Maden Ruhsatsız ve Yargı kararlarına rağmen çalışmaktadır.

Çevre Bakanlığı tarafından Tehlikeli Atıklar Yönetmeliği kapsamında işletmeye verilen Katı Atık Depolama izni yanlıştır. Siyanürlü atıklar Tehlikeli Atıklardır; yönetmelikte arıtılması için gösterilen rakamlar ve atık deposunun (Atık barajının) yapısı Ovacık Altın Madeni atık barajına uymamaktadır. Baraj yönetmeliğe göre çevredeki yaşam birimlerine çok yakındır. Baraj yapımında yönetmelik gereği iki kat döşenmesi gereken PVC yersergisi tabakası işletme tarafından bir kat döşenmiştir. Baraj da biriken atıklarda siyanür miktarı sürekli artmaktadır. Arıtma tesisi gerekli performansı gösterememektedir. Baraja sürekli tehlikeli kimyasallar verilerek siyanür miktarı kontrol altına alınmak istenmektedir.
Maden işletmesi Çevre Bakanlığına Tehlikeli Atıklar Lisansı almak için müracaat ettiğinde, maden atıklarını 0.1 miligram/litre'nin altında arıtacağını beyan ve taahhüt etmiştir. 0.1 miligram/litre'nin altı tehlikesiz atık, üstü ise tehlikeli atık olarak nitelenmektedir. Tehlikeli atıkların bulunduğu bölgelerde yönetmelik atık depolarının meskun mahalden en az 3000 metre uzaklıkta olmasını belirtmektedir. Ovacık Altın Madenin de ise atık deposu yerleşim birimlerine 100 - 150 metre mesafededir.

Şirketin kendisinin yaptığı kontrol ölçümlerinde, barajdan ve arıtma tesisi çıkışından numune alınırken atık çamurlu su filtre sistemi ile süzülmekte, katı parçacıklardan ayrılmaktadır. Başka bir değişle atıktaki toplam siyanür yerine süzülen sudaki siyanür ölçülmektedir. İşletmenin Bakanlığa verdiği taahhütname de ise toplam siyanürün kontrol edileceği yazılmaktadır.

İşten Ayrılan Yöneticiler ve İşçiler:

Ülkemizde iş bulmak, çalışmak çok zor. Maalesef işletmede çalışarak evlerine ekmek götürme mecburiyetinde olan arkadaşlarımız var. Ekonomik özgürlükleri olmadığından bu zor şartlar altında ezilerek, yabancıların her dediğini kabullenerek çalışıyorlar. Aksini yapanlar, yabancı yönetimle iyi geçinmeyenler ise işletmeden uzaklaştırılıyorlar.
Üretimden sorumlu Müdür arkadaşımız Erkan Köksal, Tesis Formeni Tevfik Herdurak, Maden Mühendisi ve Maden Fenni Mesulü Soner Koldaş, Halkla İlişkiler Danışmanı Nurettin Turgut, Satın Alma Müdürü Çağlar bey, Eğitim Müdürümüz ve nice yetenekli arkadaşlarım işletmeden ya ayrılmak zorunda kaldılar ya da uzaklaştırıldılar.
Maden İşletme Yetkilileri konusunda uzman Türk Mühendis ve İşçilerini haksız yere işten çıkartmakla, onları susturacaklarını sanmasınlar; herkes duyarlı bir yurttaş olarak kendi mücadelesini yapıyor. Türkiye Cumhuriyetinin bir Hukuk Devleti olduğuna inanıyoruz. Tüm onurlu çalışanlar kendi haklarını alacağı gibi kanunlara uymadan izinsiz ruhsatsız işletmeyi çalıştıran yetkililerin de yetkili mahkemeler tarafından cezalandırılacağını görecekler.

Yabancı yönetim Türk yöneticilerinin kendilerine gösterdiği aşırı dayanışmayı da aşarak işten ayrılmakta olan Makine Mühendisi arkadaşımıza "Biz buraya köle yönetmeye geldik - Anzakların intikamını alacağız" gibi Ülkemizin insanını hiçe sayan, İnsan Haklarına Saygısızca davranan bir davranış içine girmişlerdir. Buna en güzel cevap işten kendi isteği ile ayrılan Eğitim Müdürümüzün Atatürk'ün Gençliğe Hitabesini İngilizce'ye çevirip Yabancı İnsan Kaynakları Müdürüne bırakmış olmasıdır.

İşveren ve Sendikası:

Yabancı Yönetim ve Türk kolları madene sendikayı da getirmişlerdir. Amerika'da olduğu gibi İşveren sendikası kurulmuştur. Madeniş - Soma ile Maden İşletmesi arasında Toplu Sözleşme İşletme tarafından hazırlanmıştır. İşletme yetkilileri sözleşmedeki komik performans değerlendirmesi ile aynı iş kolunda çalışan kişiler arasında uçurum farklar yaratmışlardır. Yabancılarla iyi geçinenin performansı nedense hemen yükselmektedir.
İşçiler haksız yere işten çıkarılıyor. İşçilerin bir kısmı Sendikayı değiştirmek istiyor. Anayasal hakkını bile özgürce kullanamıyor. İşveren tarafından fark edilip kapıya koyuluyor.
Sendika ile toplantılar Maden Genel Müdürünün odasında yapılmakta, sendika temsilcilerini ve Başkanını da yine maden yetkilileri belirlemektedir.
Maden Genel Müdürü İ.Sivrioğlu sendika temsilcileri ile birlikte işçiler üzerinde baskı kurmakta, çalışanları susturmaktadır. Evrensel gazetesindeki bir haberde Genel Müdür işçilerle yaptığı toplantıda "İşten ayrılanlarla işçilerin görüşmesini yasaklamıştır." . Bergama'da Evrensel gazetesini dağıtan Emekçi Emekli Öğretmeni dövdürmüştür.
Sendika temsilcileri madene karşı hareketleri yapanlara saldırı yapmayı planlamaktadır.


İşletmede Çalışanların Sayısı:

İşletmede tam kapasite ile çalışıldığında en fazla 160-180 kişi çalışacaktı. Bu rakkamlar fizibilite çalışmalarında tespit edilmişti.
Şu anda Madende 320-350 kişi çalışıyor. Kısaca bir küreği 3-4 kişi tutuyor. İşletme yetkilileri düz işçi olarak özellikle Maden İşletmesine karşı çıkan köylerden işçi alarak madene karşı olan mücadeleyi zayıflatmak istiyor. İşler yoluna girdiğinde bu kişileri işten çıkartmayı planlıyor.

Maden İşletmesinde Türk makamlarından Çalışma Müsadesi, Oturma İzni olmayan birçok Avustralyalı Turist Pasaportu ile çalışıyor. Pasaportlarının süresi bitince en yakın yerlerden yurt dışına giriş-çıkış yapıp süreyi uzatıyorlar.

Tübitak Raporu:

Danıştay kararından sonra Başbakanlık Madenin çalışması için işlem tahsis etmeden önce Tübitak Kuruluşunu madenle ilgili araştırma yapmak için görevlendirmiştir.
Ovacık Altın Madeni Türk genel Müdürü Sn. İsmet Sivrioğlu," Tübitak üyelerini eşleriyle beraber, geçmiş dönem bazı milletvekilleri (Erol Al, Hasan Özgöbek gibi) ve eşleri ile birlikte Sn.Sabri Karahan tarafından Amerika'ya teknik geziye, altın madenlerini gezmeye! Götürdüklerini söylemektedir. Radikal Gazetesinden İbrahim Günal bey bir telefon konuşmasında Sabri Karahan'ın bu teknik geziyi! Kabul ettiğini ancak herkesin kendi parasını karşıladığını! İfade etmiştir.
Buna benzer geziler ve kirli ilişkiler Evrensel Gazetesinde İşletmenin eski Halkla İlişkiler Uzmanı Nurettin Turgut tarafından da Sn. İsmet Sivrioğlu ve Orhan Güçkan'nın ağzından yayınlanmıştı.

Tubitak gezisi bazı ulusal basın yetkililerince de doğrulanmış ise de nedense gazetelerde yer alamadı!

Basın ve İşletme, Alman Vakıfları Dosyası:

Basınla olan ilişkiler Şirketin İzmir Bürosundan Sn.Orhan Güçkan tarafından yönetiliyor. İzmir'de basın ajansları ve kuruluşlarla her hafta toplantı yapılıyor. Basında çıkabilecek olumsuz haberler durduruluyor. Basın kuruluşlarına yüksek rakkamlarla ilan, reklam verilerek bu faaliyetlerin nasıl sürdürüldüğü yine Evrensel Gazetesinde Nurettin Turgut tarafından Sn. İ.Sivrioğlu'nun ağzından açıklanmıştı.

Bir sohbet sırasında Sn. İsmet Sivrioğlu Bergama Yöresinde halkla beraber madene karşı demokratik bir mücadele sürdüren kişileri karalamak, bu hareketleri önlemek amacıyla Sn.Hablemitoğlu'na Alma vakıfları ve Bergama Dosyası ismi altında bir kitap hazırlattıklarını, bu kitabın yazılması konusunda şirket arşivinden Sn.Hablemitoğlu'na gereken bilgilerin aktarıldığını, kitabın basımını finans ettiklerini, dağıtımının ise maden işletmesi tarafından yapılacağını söylemişti.
Kitap İşletmenin Ankara, İzmir ve Bergama bürolarından postayla ve elden verilmek suretiyle tüm kamu kuruluşu yetkililerine, sivil toplum kuruluşlarına dağıtıldı. Benim büromda bile dağıtılmak üzere 20-30 kadar vardı.
Söz konusu kitap Maden İşletmesinin çalışmalarını yasal gösterebilmek, madene karşı mücadeleyi toplum liderlerini suçlayarak azaltmak, ortadan kaldırmak amacıyla, şirketin reklamı niteliğindedir.
Bu kitabın dağıtımından sonra DGM tarafından soruşturma başlatılmış, DGM eski savcısı Nuh Mete Yüksel madende inceleme yapmış, ve bazı çalışanların adları şirket yönetimi tarafından mahkemede tanık olarak dinlenmeleri için belirlenmiştir.
Maden yöresinde yıllarca siyanürlü altın madenciliğine karşı yürütülen demokratik mücadelenin toplum liderleri bu mücadeleyi köylünün, yöredeki işadamlarının, sivil toplum kuruluşlarının katkılarıyla sürdürmüşlerdir. Alman Vakıflarının, dış mihrakların bu mücadeleyle ilgisi yoktur.

Ülkemiz Altın Madenciliğine Hazır Değil:

Ülkemiz madencilik açısından zengin bir potansiyele sahiptir. Araştırmaların az olmasına karşın ülkemizin birçok köşesinde altın rezervleri tespit edilmiştir. Altın madeninin elde edilmesi için tehlikeli kimyasal kullanma mecburiyeti olduğundan ve altın madeninin stratejik önem taşıyan durumu göz önünde bulundurularak, çıkarılması ve denetlenmesi konusunda alt yapı oluşmamıştır. Bu konuda mevcut olan yönetmelikler yetersizdir. Altın Madenciliğinin altyapısız, kontrolsuz çalışması altın üreticisi firmaların işine gelmekte, maliyetler düşmektedir.
Altın madenciliğinde en önemli sorun ise işletmenin çalışmalarını tamamlanmasından sonra çevreye verilen tahribatın kontrolü ve rehabilitasyonudur. Çevre, insanların yaşadığı, verimli toprakların bulunduğu bir mekan ise, diğer ülkelerde olduğu gibi madenciliğin yapılabilmesi için halkın doğru bilgilendirilmesi, madenin çalışabilmesi için madenle birlikte yaşayacak yurttaşların müsadelerinin alınması gereklidir.
Altın madenciliğinde altın elde edilirken kullanılan siyanür, kimyasal işlemlerle bozundurulmaya çalışılırken şekil değiştirmektedir. Şekil değiştiren siyanürlü komplexler değişik kimyasal ve biyolojik ortamlarda tekrar bozuşarak eski konumlarına dönüşebilmektedir.
Tüm bu faktörler değerlendirildiğinde altının parıltısı, parasal getirisi işletmecilik açısından ön plana çıkmakta; siyanürün atık barajında tehlikeli atık olarak yıllarca beklemesi, zararsız konuma çevrilen siyanürlü komplexlerin tekrar siyanüre dönüşmesi ise düşünülmemektedir.
Yaşam birimlerinden uzak, Avustralya'da, Afrika'da olduğu gibi madenler kontrollü olarak çıkarılabilir, ancak Ovacık Altın Madeni gibi yaşam birimlerine çok yakın, değerli tarım arazilerinin ortasında bulunan, yer altı su tablasının üzerinde olan işletmelerde madencilik yapabilmek için alt yapının çok sağlam tutulması, atıklarla senelerce beraber yaşanacağı düşünülmelidir.
Altın projeleri Üniversitelerimizin çevre, kimya, halk-sağlığı gibi birimlerine, yukarıda bahsettiğim risk analizleri yapılması için inceletilmelidir.

Madene destek verenlerin Şirketle olan ilişkileri:

Altın madenciliğini destekleyen veya desteklemeyen kişiler, kuruluşlar menfaatlerine göre davranışlarını belirlemektedirler. İşletme olarak bir yerden alışveriş yaparsanız, o kişi sizi devamlı destekler.
Sivil Toplum Kuruluşları bağımsız kuruluşlardır ve çeşitli konularda görüşlerini verebilir. Madencilik lobisine destek amaçlı kurulan madencilik vakıfları, şirketlerinin ise doğal olarak altın madenciliği firmaları ile organik bağı vardır. Ayakta durabilmek için onların desteğine ihtiyaçları vardır. Şunu unutmamak gereklidir, destek alabilmek için ülke çıkarlarını hiçe saymak, insan yaşamını ve çevreyi unutmak onurlu bir davranış biçimi değildir. Bilim adamlarımızın ve çeşitli kuruluşların altın madenciliği konusunda yıllarca verdiği görüşlerin de çelişmesi altının cazibesinden, parasal ışıltısındandır.

Ovacık altın Madeninin basında çıkan açıklamalarına bakacak olursanız 100-120 milyon dolarlık yatırımdan bahsedilmektedir. Bu rakamların analizi yapılacak olursa 30-35 milyon dolarlık kısmı Ovacık'taki gerçek yatırımdır. Geri kalan kısmı reklam, danışmanlık, yabancı personel aylıkları gibi gözükmeyen ilişkilerin kalemleridir.

 



YANIKOĞLU II MAĞAZASI AÇILDI

(Eski Mavi Market)

 

 

 

berg-int.jpg (4556 bytes)

 

ismetbaytak@hotmail.com

kuzeyege@yahoo.com

 

cizgi1.jpg (425 bytes) cizgi2.jpg (579 bytes) cizgi3.jpg (545 bytes)

HER SALI GÜNCELLENİR