|
Hasan
Gökvardar
Emekli Maden Mühendisi anlatıyor
“ovacık altın madeni”
Hasan Gökvardar
Emekli Maden Mühendisi - Newmont Ovacık Altın Madeni eski Kamu İlişkileri Müdürü
Hasan Gökvardar, 1954 Ankara Doğumlu, Maden Mühendisi, Ovacık Altın Madeni
İşletmesinin en eski çalışanlarından.
İşletmeden ayrılış sebebi:
Uzun bir süredir üretim öncesi Bergama Ovacık köyü yakınlarında üretime geçmeyi
bekleyen İşletme, yaklaşık iki senedir tüm yasal engellere rağmen üretim
faaliyetine devam etmektedir. Üretim sırasında işletmede tüm idari yapı ve yönetim
yabancı firmanın Avustralyalı müdürlerinin eline geçmiştir. Türk müdürlerin
yetkileri ve sorumlulukları alınmaya, eski çalışanlar ise işten uzaklaştırılmaya
başlanmıştır.
Kendi ülkemde tecrübesis yabancıların egemen olduğu bir işletmede, onarın her
dediğini kabul eden, ülke çıkarlarını kendi çıkarları için hiçe sayan Türk
yönetimi ile çalışmayı içime sindiremedim. Emekli olduktan sonra şahsıma teklif
edilen onurumu ve şerefimi ayaklar altına aldıracak yetkisiz bir şekilde part time
çalışmayı, susarak, köle gibi çalışarak para kazanmayı, ülkemin madenlerini
kontrolsuz, denetimsiz bir şekilde yabancı mantığıyla çaıştıran bu şirketten
ayrılmayı duyarlı bir yurttaş olarak mesleki şerefim ve onurum için istedim.
Türkiye Cumhuriyeti Devletinin bir Hukuk Devleti olduğuna inanıyorum ve teknik bir
kişi olarak, duyarlı bir yurttaş olarak, ayrıldığım şirketten rahatsızlık
duyduğum hususları, bilgileri aşağıda kamuoyuna duyurmak istiyorum.
İşletmenin sahibi hakkında bilgiler:
Ovacık Altın Madeni İşletmecisinin ismi sürekli değişti. 1990 yılında Avustralya
kökenli ACM olarak başladı, daha sonra sırasıyla Eurogold ve Normandy olarak devam
etti. Şu anda işletmenin sahibi Newmont isimli Amerikalı bir firma Newmont
Avustralyalı Normandy firmasını da aldıktan sonra dünyanın bir numaralı altın
üreticisi konumuna geçti.
Altın - Gümüş İşletmesi Projesi hakkında bilgiler:
Altın ve Gümüş cevheri çıkartmayı, altın ve gümüş elde etmeyi hedefleyen
Ovacık Altın Madeni İşletmesi Madeni işletme sahasından kazarak çıkartması için
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığından Maden İşletme Ruhsatını 1992 yılında
almıştır. İşletme ruhsatları 10 yıl olarak verilir ve süre bitiminde İşletmenim
çalışmasıyla ilgili bir problem, hukuki bir işlem yoksa! Uzatılır. 2002 yılın da
kesinleşmiş mahkeme kararları da olmasına rağmen İşletme Ruhsatı 2012'ye kadar 10
yıl daha uzatılmıştır.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığına verilen Maden İşletme Projesinde Madenin ömrü
sekiz yıl gösterilmiş ve cevher miktarı, tenörü bir ton kaya için 9 gram altın ve
11 gram gümüş olarak toplam rezerv (Toplam altın, gümüş miktarları) 24 ton altın
24 ton gümüş olarak gösterilmiş, işletme planları da buna göre yapılmıştır.
Madeni işleyecek tesis yılda 300 000 ton ham cevher işleyecek şekilde dizayn
edilmiştir. Buna göre yılda 3 ton altın ve 3 ton gümüş üretilecektir.
Maden işletmesinin son durumuna bakılacak olursa; işletme projesi tamamen
değişmiştir. Açık işletme ve Kapalı İşletme Projeleri Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanlığına verilen projelere uymamaktadır. Açık İşletmeye ağırlık verilmiş,
planlardaki sınırlara uyulmamış, Ovacık Köyü tarafında sağlık koruma bandını
ve maden kanununu ihlal eden bir şekilde genişlemiştir. Kapalı işletme köy
camisinin, yaşam birimlerinin altına kadar ilerlemiştir. Tesiste işlenen cevherin bir
ton cevherde ortalama tenörü 30 - 40 gram arasında değişmektedir. İşletmede hafta
da 300 - 500 kg altın-gümüş karışımı dore (Altın, gümüş karışımı nihai
ürün) üretilmektedir.
Kısaca işletmenin devlete bildirdiği planlar ve miktarlar ayrı gerçekler ayrıdır.
İşletmenin rezervi (toplam altın ve gümüş miktarları) ve tenörü (bir ton kayadaki
altın-gümüş miktarları) gizli tutulmaktadır, gizlenmektedir. Bu rakamlar şirkette
çalışan Türk personelden bile gizli tutulmuştur. Maden sahasında ilave sondajlar
yapılmaktadır; maden rezervi devamlı artmaktadır. Proje değişiklileri, rezerv ve
tenör değişiklikleri sürekli değişmekte; Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığına
değişiklikler konusunda bilgi verilmemektedir. İşletmenim fenni sorumlusu sürekli
değiştirilmektedir. Şirketin uluslar arası platformlarda, değişik toplantılarda
rezerv (Toplam Altın ve Gümüş miktarları) ve cevher tenörü (Bir ton kaya içindeki
altın, gümüş miktarları) konularda verdiği rakamlar tamamen farklıdır. Kısaca
Ovacıktaki rezerv ve tenörü şirket Türk çalışanlarından kamuoyundan ve Devletten
saklanmaktadır.
Maden İşletmesi ise masa başında yapılan plan ve projelerle Maden Dairesi tarafından
uzaktan kontrol edilmektedir!
İşletmede çıkarılan cevherin Tesis biriminde siyanür ile işenerek altın, gümüş
haline dönüştürülmesi için ise Gayri Sıhhi Müesseseler Kanunu ve Yönetmeliklerine
göre;
- İşletmenin Bayındırlık ve İskan Bakanlığından gerekli imar
planlarını yaptırması ve bu imar planları kapsamında gereken inşaatlarını
yapabilmek için inşaat ruhsatı alması, inşaat ruhsatlarına göre tamamlanan inşaat
birimlerine ise aynı Bakanlıktan yapı kullanma belgeleri alması gereklidir.
- Sağlık Bakanlığından ise ilgili yönetmenlikler kapsamında
deneme izni, emisyon izni, tesis açılma ruhsatı gibi izinleri alması gerekmektedir.
- Çevre Bakanlığından ise ÇED Yönetmenliğine göre olumlu
görüş, tehlikeli atıkların baraja depolanması için ise tehlikeli atıklar
yönetmenliğine göre atık depolama izni alması gereklidir.
İşletme 1996 yılında Bayındırlık İl Müdürlüğünden aldığı inşaat
ruhsatları ile 1997 yılında inşaatlara başlamıştır. İnşaatların yapımı
sırasında Danıştay'ın " Ovacık Altın Madeninin İşletilmesinde Kamu Yararı
Yoktur " kararı alınmış; bunun üzerine İzmir Valiliği, İl İdare Kurulu
Kararı-Görüşü ile Ovacık Altın Madeninin İmar Planlarını iptal etmiştir. Bu
karara rağmen inşaatlar imar planları ve ruhsatları iptal olan, bulunmayan bir
işletmede tamamlanmış ve kullanılmaya başlanmıştır.
Sağlık İl Müdürlüğü ise Danıştayın kararından sonra Başbakanlığın İşlem
tahsis etmesiyle! Tesise bir yıllık deneme izni vermiştir. Deneme izni bitmesine
rağmen işletmeyi ne durdurmuş ne de çalışması için gerekli olan emisyon izni ve
açılma ruhsatı belgelerini vermiştir.
Sağlık İl Müdürlüğü ayrıca Sağlık Bakanlığına Deneme izni biten firmaya,
Emisyon İzni ve Açılma Ruhsatı konularında ne gibi bir işlem yapacağını sormuş;
Bakanlıkta İşletme ile ilgili devam eden mahkemelerin sonuçlanmasına kadar herhangi
bir işlem yapılmamasını istemiştir.
Bu ara İşletmenin kapatılmasını isteyen İzmir İdari Mahkemesi Kararı ortaya
çıkmış ve Maden İşletmesi mühürlenerek kapatılmıştır.
Ertesi gün Bakanlar Kurulu Prensip Kararı! Ortaya çıkmış ve Bergama Kaymakamı
Bergama dışındayken Sağlık Gurup başkanlığı prensip kararını yorumlayarak
Madeni İşletmeye açmıştır. Bergama Kaymakamı prensip kurulu kararını tekrar
değerlendirmiş İzmir İdari mahkemelerinin 2 kez madeni durdurma kararını
düşünmüş ve Maden İşletmesinin Mühürlerinin sökülmesi işlemini iptal etmiş ve
durumu bir yazı ile hem işletme yetkililerine hem de Bergama Cumhuriyet
Başsavcılığına duyurmuştur.
Bu ara maden kendi kendine çalışmaya devam etmiş, hatta kendi kendini denetlemeye
başlamış ve haftalık kontrollerini Sağlık ve Çevre İl Müdürlüklerine
iletmiştir.
Bergama da haftada iki kez yayımlanmakta olan Kuzey Ege gazetesinde Kasım ayı içinde
çıkan "Maden Ruhsatsız mı" yazısı üzerine Sn. Kaymakam " Madenin
faaliyette olduğunu gazeten öğrendiğini! " söylemiş ve tesisin bilgisi
dışında çalıştığını öne sürerek Ovacık Altın Madeni İşletme yetkililerine
gerekli ruhsatların olup olmadığını sormuş; İşletme yetkilileri ruhsatların
bulunmadığını söylemesi üzerine, Sn. Kaymakam İşletmeye faaliyetlerin biran önce
durdurulması için bir uyarı yazısı göndermiş ve aynı anda Cumhuriyet
Başsavcılığını da konuyla ilgili bilgilendirmiş ve gerekenin yapılmasını
istemiştir.
Bu ara Bergamalılar da Maden yetkilileri hakkında ruhsatsız tesis
çalıştırdıklarından dolayı Cumhuriyet Başsavcılığına şikayette
bulunmuşlardır. Bergamalılar ayrıca TEDAŞ Müdürlüğüne de başvurmuş ve
ruhsatsız bir tesise nasıl elektrik verildiğini sorarak savcılığa TEDAŞ ve
İşletme yetkilileri hakkında da suç duyurusunda bulunmuşlardır.
Bakanlar Kurulu Prensip Kararı Baromuzun, Hukukçularımızın ve Başbakanlık
yetkililerin açıklamasına göre icrai nitelikte olmayan, herhangi bir işlem
yapılmasını emretmeyen tavsiye kararlarıdır. Ovacık Maden İşletmesi de bundan
dolayı ilgili Bakanlıklardan gereken ruhsatları alamamaktadır.
Şu anda Ovacık Altın Madeni ruhsatsız olarak, tüm yargı kararlarına rağmen
kontrolsuz bir şekilde çalışmaktadır.
Gayrı Sıhhi Müesseseler Yönetmeliğinin ilgili maddelerine göre ruhsatsız bir tesisi
işletmenin bulunduğu yörenin en büyük mülkü amirinin (Bergama İlçe
Kaymakamının) kapatması gereklidir. Bergama Cumhuriyet Başsavcısının
açıklamasına göre;
Ruhsatsız çalışmakta olan madeni kapatacak makamın Gayri Sıhhi Müesseseler
Kanununun ilgili maddesinde, o yörenin en büyük Mülki Amiri olarak Bergama
Kaymakamının olduğunu açıklamış tüm belgeleri ve dosyayı Kaymakamlığa gerekli
işlemleri yapması için iade etmiştir.
Madenin Gayri Sıhhi Müesseseler Kanunu - Yönetmeliklere göre İlçe Kaymakamı
tarafından kapatılıp, mühürlenmesi gerekmektedir.
Yetkililer topu birbirine atmakta, hiç kimse üzerine düşen görevi yapmamaktadır.
Maden Ruhsatsız ve Yargı kararlarına rağmen çalışmaktadır.
Çevre Bakanlığı tarafından Tehlikeli Atıklar Yönetmeliği kapsamında işletmeye
verilen Katı Atık Depolama izni yanlıştır. Siyanürlü atıklar Tehlikeli
Atıklardır; yönetmelikte arıtılması için gösterilen rakamlar ve atık deposunun
(Atık barajının) yapısı Ovacık Altın Madeni atık barajına uymamaktadır. Baraj
yönetmeliğe göre çevredeki yaşam birimlerine çok yakındır. Baraj yapımında
yönetmelik gereği iki kat döşenmesi gereken PVC yersergisi tabakası işletme
tarafından bir kat döşenmiştir. Baraj da biriken atıklarda siyanür miktarı sürekli
artmaktadır. Arıtma tesisi gerekli performansı gösterememektedir. Baraja sürekli
tehlikeli kimyasallar verilerek siyanür miktarı kontrol altına alınmak istenmektedir.
Maden işletmesi Çevre Bakanlığına Tehlikeli Atıklar Lisansı almak için müracaat
ettiğinde, maden atıklarını 0.1 miligram/litre'nin altında arıtacağını beyan ve
taahhüt etmiştir. 0.1 miligram/litre'nin altı tehlikesiz atık, üstü ise tehlikeli
atık olarak nitelenmektedir. Tehlikeli atıkların bulunduğu bölgelerde yönetmelik
atık depolarının meskun mahalden en az 3000 metre uzaklıkta olmasını belirtmektedir.
Ovacık Altın Madenin de ise atık deposu yerleşim birimlerine 100 - 150 metre
mesafededir.
Şirketin kendisinin yaptığı kontrol ölçümlerinde, barajdan ve arıtma tesisi
çıkışından numune alınırken atık çamurlu su filtre sistemi ile süzülmekte,
katı parçacıklardan ayrılmaktadır. Başka bir değişle atıktaki toplam siyanür
yerine süzülen sudaki siyanür ölçülmektedir. İşletmenin Bakanlığa verdiği
taahhütname de ise toplam siyanürün kontrol edileceği yazılmaktadır.
İşten Ayrılan Yöneticiler ve İşçiler:
Ülkemizde iş bulmak, çalışmak çok zor. Maalesef işletmede çalışarak evlerine
ekmek götürme mecburiyetinde olan arkadaşlarımız var. Ekonomik özgürlükleri
olmadığından bu zor şartlar altında ezilerek, yabancıların her dediğini
kabullenerek çalışıyorlar. Aksini yapanlar, yabancı yönetimle iyi geçinmeyenler ise
işletmeden uzaklaştırılıyorlar.
Üretimden sorumlu Müdür arkadaşımız Erkan Köksal, Tesis Formeni Tevfik Herdurak,
Maden Mühendisi ve Maden Fenni Mesulü Soner Koldaş, Halkla İlişkiler Danışmanı
Nurettin Turgut, Satın Alma Müdürü Çağlar bey, Eğitim Müdürümüz ve nice
yetenekli arkadaşlarım işletmeden ya ayrılmak zorunda kaldılar ya da
uzaklaştırıldılar.
Maden İşletme Yetkilileri konusunda uzman Türk Mühendis ve İşçilerini haksız yere
işten çıkartmakla, onları susturacaklarını sanmasınlar; herkes duyarlı bir
yurttaş olarak kendi mücadelesini yapıyor. Türkiye Cumhuriyetinin bir Hukuk Devleti
olduğuna inanıyoruz. Tüm onurlu çalışanlar kendi haklarını alacağı gibi
kanunlara uymadan izinsiz ruhsatsız işletmeyi çalıştıran yetkililerin de yetkili
mahkemeler tarafından cezalandırılacağını görecekler.
Yabancı yönetim Türk yöneticilerinin kendilerine gösterdiği aşırı dayanışmayı
da aşarak işten ayrılmakta olan Makine Mühendisi arkadaşımıza "Biz buraya
köle yönetmeye geldik - Anzakların intikamını alacağız" gibi Ülkemizin
insanını hiçe sayan, İnsan Haklarına Saygısızca davranan bir davranış içine
girmişlerdir. Buna en güzel cevap işten kendi isteği ile ayrılan Eğitim
Müdürümüzün Atatürk'ün Gençliğe Hitabesini İngilizce'ye çevirip Yabancı İnsan
Kaynakları Müdürüne bırakmış olmasıdır.
İşveren ve Sendikası:
Yabancı Yönetim ve Türk kolları madene sendikayı da getirmişlerdir. Amerika'da
olduğu gibi İşveren sendikası kurulmuştur. Madeniş - Soma ile Maden İşletmesi
arasında Toplu Sözleşme İşletme tarafından hazırlanmıştır. İşletme yetkilileri
sözleşmedeki komik performans değerlendirmesi ile aynı iş kolunda çalışan kişiler
arasında uçurum farklar yaratmışlardır. Yabancılarla iyi geçinenin performansı
nedense hemen yükselmektedir.
İşçiler haksız yere işten çıkarılıyor. İşçilerin bir kısmı Sendikayı
değiştirmek istiyor. Anayasal hakkını bile özgürce kullanamıyor. İşveren
tarafından fark edilip kapıya koyuluyor.
Sendika ile toplantılar Maden Genel Müdürünün odasında yapılmakta, sendika
temsilcilerini ve Başkanını da yine maden yetkilileri belirlemektedir.
Maden Genel Müdürü İ.Sivrioğlu sendika temsilcileri ile birlikte işçiler üzerinde
baskı kurmakta, çalışanları susturmaktadır. Evrensel gazetesindeki bir haberde Genel
Müdür işçilerle yaptığı toplantıda "İşten ayrılanlarla işçilerin
görüşmesini yasaklamıştır." . Bergama'da Evrensel gazetesini dağıtan Emekçi
Emekli Öğretmeni dövdürmüştür.
Sendika temsilcileri madene karşı hareketleri yapanlara saldırı yapmayı
planlamaktadır.
İşletmede Çalışanların Sayısı:
İşletmede tam kapasite ile çalışıldığında en fazla 160-180 kişi çalışacaktı.
Bu rakkamlar fizibilite çalışmalarında tespit edilmişti.
Şu anda Madende 320-350 kişi çalışıyor. Kısaca bir küreği 3-4 kişi tutuyor.
İşletme yetkilileri düz işçi olarak özellikle Maden İşletmesine karşı çıkan
köylerden işçi alarak madene karşı olan mücadeleyi zayıflatmak istiyor. İşler
yoluna girdiğinde bu kişileri işten çıkartmayı planlıyor.
Maden İşletmesinde Türk makamlarından Çalışma Müsadesi, Oturma İzni olmayan
birçok Avustralyalı Turist Pasaportu ile çalışıyor. Pasaportlarının süresi
bitince en yakın yerlerden yurt dışına giriş-çıkış yapıp süreyi uzatıyorlar.
Tübitak Raporu:
Danıştay kararından sonra Başbakanlık Madenin çalışması için işlem tahsis
etmeden önce Tübitak Kuruluşunu madenle ilgili araştırma yapmak için
görevlendirmiştir.
Ovacık Altın Madeni Türk genel Müdürü Sn. İsmet Sivrioğlu," Tübitak
üyelerini eşleriyle beraber, geçmiş dönem bazı milletvekilleri (Erol Al, Hasan
Özgöbek gibi) ve eşleri ile birlikte Sn.Sabri Karahan tarafından Amerika'ya teknik
geziye, altın madenlerini gezmeye! Götürdüklerini söylemektedir. Radikal Gazetesinden
İbrahim Günal bey bir telefon konuşmasında Sabri Karahan'ın bu teknik geziyi! Kabul
ettiğini ancak herkesin kendi parasını karşıladığını! İfade etmiştir.
Buna benzer geziler ve kirli ilişkiler Evrensel Gazetesinde İşletmenin eski Halkla
İlişkiler Uzmanı Nurettin Turgut tarafından da Sn. İsmet Sivrioğlu ve Orhan
Güçkan'nın ağzından yayınlanmıştı.
Tubitak gezisi bazı ulusal basın yetkililerince de doğrulanmış ise de nedense
gazetelerde yer alamadı!
Basın ve İşletme, Alman Vakıfları Dosyası:
Basınla olan ilişkiler Şirketin İzmir Bürosundan Sn.Orhan Güçkan tarafından
yönetiliyor. İzmir'de basın ajansları ve kuruluşlarla her hafta toplantı
yapılıyor. Basında çıkabilecek olumsuz haberler durduruluyor. Basın kuruluşlarına
yüksek rakkamlarla ilan, reklam verilerek bu faaliyetlerin nasıl sürdürüldüğü yine
Evrensel Gazetesinde Nurettin Turgut tarafından Sn. İ.Sivrioğlu'nun ağzından
açıklanmıştı.
Bir sohbet sırasında Sn. İsmet Sivrioğlu Bergama Yöresinde halkla beraber madene
karşı demokratik bir mücadele sürdüren kişileri karalamak, bu hareketleri önlemek
amacıyla Sn.Hablemitoğlu'na Alma vakıfları ve Bergama Dosyası ismi altında bir kitap
hazırlattıklarını, bu kitabın yazılması konusunda şirket arşivinden
Sn.Hablemitoğlu'na gereken bilgilerin aktarıldığını, kitabın basımını finans
ettiklerini, dağıtımının ise maden işletmesi tarafından yapılacağını
söylemişti.
Kitap İşletmenin Ankara, İzmir ve Bergama bürolarından postayla ve elden verilmek
suretiyle tüm kamu kuruluşu yetkililerine, sivil toplum kuruluşlarına dağıtıldı.
Benim büromda bile dağıtılmak üzere 20-30 kadar vardı.
Söz konusu kitap Maden İşletmesinin çalışmalarını yasal gösterebilmek, madene
karşı mücadeleyi toplum liderlerini suçlayarak azaltmak, ortadan kaldırmak amacıyla,
şirketin reklamı niteliğindedir.
Bu kitabın dağıtımından sonra DGM tarafından soruşturma başlatılmış, DGM eski
savcısı Nuh Mete Yüksel madende inceleme yapmış, ve bazı çalışanların adları
şirket yönetimi tarafından mahkemede tanık olarak dinlenmeleri için belirlenmiştir.
Maden yöresinde yıllarca siyanürlü altın madenciliğine karşı yürütülen
demokratik mücadelenin toplum liderleri bu mücadeleyi köylünün, yöredeki
işadamlarının, sivil toplum kuruluşlarının katkılarıyla sürdürmüşlerdir. Alman
Vakıflarının, dış mihrakların bu mücadeleyle ilgisi yoktur.
Ülkemiz Altın Madenciliğine Hazır Değil:
Ülkemiz madencilik açısından zengin bir potansiyele sahiptir. Araştırmaların az
olmasına karşın ülkemizin birçok köşesinde altın rezervleri tespit edilmiştir.
Altın madeninin elde edilmesi için tehlikeli kimyasal kullanma mecburiyeti olduğundan
ve altın madeninin stratejik önem taşıyan durumu göz önünde bulundurularak,
çıkarılması ve denetlenmesi konusunda alt yapı oluşmamıştır. Bu konuda mevcut
olan yönetmelikler yetersizdir. Altın Madenciliğinin altyapısız, kontrolsuz
çalışması altın üreticisi firmaların işine gelmekte, maliyetler düşmektedir.
Altın madenciliğinde en önemli sorun ise işletmenin çalışmalarını
tamamlanmasından sonra çevreye verilen tahribatın kontrolü ve rehabilitasyonudur.
Çevre, insanların yaşadığı, verimli toprakların bulunduğu bir mekan ise, diğer
ülkelerde olduğu gibi madenciliğin yapılabilmesi için halkın doğru
bilgilendirilmesi, madenin çalışabilmesi için madenle birlikte yaşayacak
yurttaşların müsadelerinin alınması gereklidir.
Altın madenciliğinde altın elde edilirken kullanılan siyanür, kimyasal işlemlerle
bozundurulmaya çalışılırken şekil değiştirmektedir. Şekil değiştiren
siyanürlü komplexler değişik kimyasal ve biyolojik ortamlarda tekrar bozuşarak eski
konumlarına dönüşebilmektedir.
Tüm bu faktörler değerlendirildiğinde altının parıltısı, parasal getirisi
işletmecilik açısından ön plana çıkmakta; siyanürün atık barajında tehlikeli
atık olarak yıllarca beklemesi, zararsız konuma çevrilen siyanürlü komplexlerin
tekrar siyanüre dönüşmesi ise düşünülmemektedir.
Yaşam birimlerinden uzak, Avustralya'da, Afrika'da olduğu gibi madenler kontrollü
olarak çıkarılabilir, ancak Ovacık Altın Madeni gibi yaşam birimlerine çok yakın,
değerli tarım arazilerinin ortasında bulunan, yer altı su tablasının üzerinde olan
işletmelerde madencilik yapabilmek için alt yapının çok sağlam tutulması,
atıklarla senelerce beraber yaşanacağı düşünülmelidir.
Altın projeleri Üniversitelerimizin çevre, kimya, halk-sağlığı gibi birimlerine,
yukarıda bahsettiğim risk analizleri yapılması için inceletilmelidir.
Madene destek verenlerin Şirketle olan ilişkileri:
Altın madenciliğini destekleyen veya desteklemeyen kişiler, kuruluşlar menfaatlerine
göre davranışlarını belirlemektedirler. İşletme olarak bir yerden alışveriş
yaparsanız, o kişi sizi devamlı destekler.
Sivil Toplum Kuruluşları bağımsız kuruluşlardır ve çeşitli konularda
görüşlerini verebilir. Madencilik lobisine destek amaçlı kurulan madencilik
vakıfları, şirketlerinin ise doğal olarak altın madenciliği firmaları ile organik
bağı vardır. Ayakta durabilmek için onların desteğine ihtiyaçları vardır. Şunu
unutmamak gereklidir, destek alabilmek için ülke çıkarlarını hiçe saymak, insan
yaşamını ve çevreyi unutmak onurlu bir davranış biçimi değildir. Bilim
adamlarımızın ve çeşitli kuruluşların altın madenciliği konusunda yıllarca
verdiği görüşlerin de çelişmesi altının cazibesinden, parasal
ışıltısındandır.
Ovacık altın Madeninin basında çıkan açıklamalarına bakacak olursanız 100-120
milyon dolarlık yatırımdan bahsedilmektedir. Bu rakamların analizi yapılacak olursa
30-35 milyon dolarlık kısmı Ovacık'taki gerçek yatırımdır. Geri kalan kısmı
reklam, danışmanlık, yabancı personel aylıkları gibi gözükmeyen ilişkilerin
kalemleridir.
|
YANIKOĞLU II MAĞAZASI AÇILDI
(Eski Mavi Market)
ismetbaytak@hotmail.com
kuzeyege@yahoo.com
|