|
MERHABA
İbrahim Baytak
DUBLE
Eğer mal varlığımız varsa ve üretim yapacaksak, ama paramız yoksa ne yaparız? Borç
buluruz. Aldığımız borçla üretim yapar, kazandığımız para ile hem borcumuzu öder,
hem geçinir ve hem de yeniden üretmek için gerekli şeyleri satın alabiliriz.
Ancak aldığımız parayı üretim için kullanmaz veya gelir getirecek işlere
harcamazsak o zaman borcumuzu nasıl ödeyeceğiz? Ya başka yerlerden yeni borç bulup,
eski borcu ödeyeceğiz, ya borcumuzu yeniden takside bağlayıp ve bunun için yüksek
faize razı olacağız veyahut da mal varlığımızdan bir kısmını satıp borcumuzu ödeyeceğiz.
Devamlı bu şekilde yaşarsak, borçlarımız o kadar büyür ki faizlerini bile ödeyemeyiz
ve kısa sürede mal varlığımızı satsak bile borcumuzu karşılamaz duruma düşeriz.
İflas eder beş parasız kalırız.
Ancak bir ülke ne kadar borçlu olsa bile iflas etmez. Çünkü her ülkenin birçok değerleri
vardır. Yer altı ve yer üstü zenginlikleri vardır. Ancak borç yükünün bütün sıkıntısını
dar gelirli büyük çoğunluk çeker.
Bu gün ülkemizin dış ve iç borcunun 150 milyar dolar olduğu söyleniyor. Yıllardır
alınan borçlar üretime değil tüketime ve eski borçları ödemek için harcanmış.
Şimdi deniyor ki ülkenin vergi gelirleri ancak dış borç faizlerini ödemeye yetiyor.
IMF ve dünya bankası yeni borç vermek için şartlar koşuyor.
Ülkemizin neden ve nasıl bu duruma geldi? Herkesin hem fikir olduğu şey; bunun nedeni
yolsuzluklardır. Ülke gelirlerinin ve alınan borçların üretim için kullanılmaması,
Çar çur edilmesidir.
Peki ne yapılmalı? Öncelikle gelirlerin zorunlu ve yararlı işlere harcanması şart.
Nedir bu zorunlu yerler? En başta üretime yatırım yapmak. Böylece hem işsizlik önlenir,
hem de üretilen malların başka ülkelere satılarak daha fazla gelir - döviz - elde
edilir.
Çünkü paramız sadece ülkemizde geçiyor. Dış ülkelerden bir şey alacağımız
zaman TL. ile değil döviz ile ödeme yapmak zorundayız. Dış ticarette geçerli
paralar DOLAR, EURO gibi ekonomisi güçlü ülke paraları.
Bir ülkenin güçlü ve zengin olması için parasının güçlü olması gerekli. Bunun
için en azından ihtiyacını karşılayacak kadar döviz girdisi olması gerekli. Günümüzde
döviz artık sadece tarım ve sanayi de üretilen malların satımından kazanılmıyor.
İnşaat, taşımacılık, turizm, ve hatta spordan ülkeye döviz elde edilebiliyor.
En az bunlar kadar önemli olan ülkeyi dışa bağımlılıktan kurtaracak yatırımlara
yönelmektir. Dışa en çok bağımlı olduğumuz şeyde PETROL VE TEKNOLOJİDİR. Bu
nedenle önce petrole bağımlılıktan kurtulmak için doğal kaynaklara yönelmek gerek.
Enerji üretmek, ısınmak için ülkemizde var olan su, rüzgar ve jeotermal enerjiden
yararlanılabilir. Komşu ülkelerde var olan doğal gazdan yararlanılabilir. Havayı ve
doğayı kirletmeyecek şekilde yapılan termik santrallerden yararlanılabilir. Ulaşımda
karayolu taşımacılığı yerine hem ucuz, hem dışa bağımlı olmayacağımız
demiryolu ve deniz taşımacılığına önem verilebilir.
Zar zor kazandığımız dövizlerin lüks tüketim için değil üretim, zorunlu olan tüketim
için harcanması sağlanabilir. Teknoloji yatırımları içinde araştırmalara önem
verilir. Yerli teknoloji yaratılabilir. Örneğin Kore kendi araba modelini yaratmasına
rağmen biz bunu başaramadık. Ülkemizde üretilen bütün araçlar yabancı ülke
patentli. Her biri ve yedek parçaları ülkemizde de üretilse patent hakkı vermek
zorundayız. İlaç sanayi içinde bu yapılabilir. Artık ülkemizde yetişmiş insan gücü
de var. Ama bunlara yeterli olanaklar sağlanmadığı için yetişmiş ve çok değerli
beyinler başka ülkelere gidiyor. Gazete ve TV de buluşları nedeniyle ödül almış
yabancı ülkelerde çalışan vatandaşlarımızı son zamanlarda sıkça duyuyoruz.
1960 - 70 li yıllarda Karayolu yerine Demiryolu, şehir ulaşımında Metro, boğaz köprüsü
yerine tüp geçit ve deniz taşımacılığı diyenler nerede ise vatan haini ilan
edilirken, şimdi hemen herkes bunları savunuyor.
Bütün bunlar anlaşılmış ve kabul edilmişken şimdi 15 BİN KM DUBLE karayoluna
neden ihtiyaç duyuluyor?
Yolsuzlukların en çok ihalelerde yapıldığı söylenirken, yolsuzlukları önleyecek
İHALE YASASI neden ertelenmeye çalışılıyor? Bir çok yolsuzluğun ucu siyasetçilere
dayanıyor diye söylenirken ve bu yüzden bir çok yolsuzluğun hesabı sorulamazken
DOKUNULMAZLIKLAR neden kaldırılmıyor?
Ülkemiz vergi cenneti denirken, kayıt dışı ekonomi, kayıt altına alınan ekonominin
birkaç katı denirken NEREDEN BULDUN YASASI neden iptal ediliyor?
Eğer gerçekten temiz toplum yaratacaksak, eğer gerçekten ekonomiyi borç batağından
kurtaracaksak, eğer gerçekten güçlü bir ülke olacaksak, eğer gerçekten sosyal
adaleti sağlayacaksak DOĞRULARI YAPMALIYIZ. Bir atasözümüz vardır. "ZARARIN
NERESİNDEN DÖNÜLÜRSE KARDIR." Bir diğer atasözümüz de "BAŞLAMAK BİTİRMENİN
YARISIDIR."
|
YANIKOĞLU II MAĞAZASI AÇILDI
(Eski Mavi Market)
ismetbaytak@hotmail.com
kuzeyege@yahoo.com
|