|
Nezih
Öztüre’nin e-mail‘inden
nezih@ozture.com
ÜMİT TAŞI
Küçük çocuk, deniz kenarında gördüğü yassı bir taşın güzelliğine
Hayran olmuştu. Mutlaka bir mücevherdi bulduğu. Şekli de bir insan kalbi gibiydi.
Üstelik de parıl parıl parlamaktaydı.
Çocuk, taşı avuçlayıp evine koştu. Ve onu büyük bir heyecanla
Babasına uzattı. Adam, yavrusunun soğuktan morarmış avucundaki taşın, birbirine
sürtüldüğünde kıvılcım çıkartan bir çakmak taşı olduğunu hemen anladı.
Fakat bunu ona söyleyemedi.
Küçük çocuk, rüyalarını süsleyen bisiklete kavuşmak için elindeki
Taşı satmak istiyor ve o paranın bir bölümüyle, bir de top alacağına inanıyordu.
Fakat babası buna yanaşmıyordu.
Çocuk, işin kendisine düştüğünü anladığında, tatilde simit sattığı
çarşıya gitti. Kuyumcu vitrinleri, göz kamaştıran ışıkların aydınlattığı
altın kolyelerle doluydu. Bir de, elindeki taşın çok daha küçük olanlarıyla
süslenen pahalı yüzüklerle. Çocuk, en gösterişli mağazayı gözüne kestirdikten
sonra, bir süre vitrin önünde bekledi. İçeride, dükkan sahibi olduğu anlaşılan
bir adam vardı. Müşteri olarak da, kürk mantolu bir hanım.
Küçük çocuk, biraz sonra içeri girdi. Ve cebinden çıkardığı taşı Dükkan
sahibine uzatarak:
- Bu pırlantayı deniz kenarında buldum efendim! dedi. Eğer isterseniz size satarım.
Adam, taşa uzaktan bir göz atıp:
- O sadece basit bir çakmak taşı, dedi. Bütün sahil o taşlarla doludur.
- Hayır, diye atıldı küçük çocuk. İsterseniz ıslatın. Ne kadar parladığını
göreceksiniz.
Dükkan sahibi, zengin müşterisini kaçırmaktan korkuyor ve çocuğu kolundan tutup
atmayı planlıyordu. Kadın, onun niyetini sezmişti.
Çocuğun taşına yakından bakıp:
- Tam istediğim şey! diye gülümsedi. Onu bana satar mısın?
Küçük çocuk, taşının gerçek değerini anlayan biriyle karşılaşmış
olmaktan son derece mutluydu. Kadının cebine doldurduğu paralar ise,
aklını başından almıştı. Defalarca teşekkür ettikten sonra, koşarak uzaklaştı.
Kadın, elindeki taşı kuyumcuya vererek ona bir zincir takmasını istedi. Belli ki,
mücevher gibi taşıyacaktı.
Dükkan sahibi, yapmış olduğu ikazı anlamadığı için, kadının
Aldandığını düşünüyordu. Bu yüzden de:
-Söylemiştim ama tekrar edeyim! dedi. Satın aldığınız şey basit bir taştır.
Kadın, önce pırlanta kolyesine, daha sonra da yüzüğüne bakarak:
-Zannetmiyorum!.. dedi. O taş bence bunlardan çok değerli. Çünkü küçük bir
çocuğun ümidini taşıyor.
|
YANIKOĞLU II MAĞAZASI AÇILDI
(Eski Mavi Market)
ismetbaytak@hotmail.com
kuzeyege@yahoo.com
|