|
BERGAMA'DA
AJANLIK DAVASI
Bergama köylüleri'nin topraklarında siyanürle
altın madenciliğine karşı gelerek Almanya yararına legal casusluk yaptığına dair
Ankara DGM'de açılan davanın ilk ifadeleri Bergama'da alındı.
Savcı Nuh Mete Yüksel tarafından hazırlanan iddianamede adları sanık olarak geçen
Oktay Konyar ve Sefa Taşkın'ın hazır bulunduğu duruşmada, Oktay Konyar ifadesini
esas mahkemede vereceği gerekçesiyle ifade vermedi. Sefa Taşkın ifadesinde
suçlamaların abuk subuk olduğunu belirtip, hepsini reddetti.
İfadeleri alınan köylüler eylemlere kendi rızalarıyla katıldıklarını ve kimseden
bir maddi menfaat görmediklerini söylerlerken, madende çalışan köylülerde madene
başlamadan önce eylemlere katıldıklarını belirttiler.

Özer Akdemir
Eski DGM savcısı Nuh Mete Yüksel tarafından Dr. Necip Hablemitoğlu'nun Alman
Vakıfları ve Bergama Dosyası adlı kitabı suç duyurusu kabul edilerek açılan
davanın ilk duruşması Ankara DGM'de 6 Aralık'ta yapılacak.
Siyanürle altına karşı Bergama'daki köylüler tarafından verilen mücadelenin
Türkiye'de altın madeni çıkarılmasını istemeyen Almanya tarafından
kışkırtıldığı, eylemde öne çıkan kişilerin Alman Fian Vakfı tarafından maddi
olarak da desteklendiği, böylece bu kişilerin ülkenin bütünlüğüne yönelik bir
'Gizli ittifak' içinde yer aldıkları iddialarına dayanan iddianamede adı geçen
sanık ve tanıklardan Bergama'da yaşayanların ifadeleri alındı.
Ankara DGM'nin İzmir DGM'ye talimatıyla Bergama Ağır Ceza Mahkemesi'nde alınan
ifadelerde, iddianamede 'sanık' sıfatıyla adı geçen Bergama Köylülerinin Sözcüsü
Oktay Konyar, ifadesini Ankara'daki duruşmada vereceği gerekçesiyle ifade vermedi.
Sanık olarak adı geçenlerden Bergama eski Belediye Başkanı Sefa Taşkın ise
iddianamedeki tüm suçlamaları reddetti. 1989-1999 yılları arasında Bergama Belediye
Başkanlığı'nı yaptığını aktararak savunmasına başlayan Taşkın, bu süreler
içinde Ovacık mevkiinde siyanürle altın madenciliğine yapılmak istenmesine karşı
yöre insanlarını bilgilendirmesinin bir kamu görevi yürütmekte olan kendisinin
görevi olduğunu belirtti.
Madenin ve özellikle siyanürün zararlarını öğrendikten sonra bunu halka
anlattığını , yöredeki insanlara bilinç taşıdığını kabul eden Taşkın,
madenin halka ve çevreye zararlı olduğunun birçok mahkeme kararıyla tespit edildiği
bilgisini verdi. Kendisinin devletin güvenliğini tehlikeye sokan hiçbir faaliyetin
içinde yer almadığını vurgulayan Taşkın, 'Kesinleşmiş mahkeme kararlarını
uygulamamak esas devletin güvenliğini tehdit eden bir tutumdur.' diye konuştu.
Eylem yaptık yapacağız da...
Delillerin hiçbirisinin doğru olmadığını kaydeden Taşkın, kendisinin Avrupa
Parlamentosundan karar çıkarması gibi bir iddianın son derece anlamsız olduğunu
söyledi. Kendisi hakkında ileri sürülen 6 suçlamanın da hiçbirisinin gerçeği
ifade etmediğini dile getiren Taşkın, 'Böyle bir iddianame nasıl hazırlanır, DGM
savcısı konumunda bulunan bir kişi nasıl bu kadar abuk sabuk suçlamalarda bulunur
anlaşılır gibi değil. Bu iddianameyi hazırlayanların devletin güvenliğine zarar
verdiğini düşünüyorum' dedi.
Sanık olarak ifadesi alınan Sefa Taşkın'ın ardından iddianamede adları tanık
olarak geçen köylüler teker teker çağrılarak ifadeleri alındı. Köylüler hakimin
sorularına genel olarak eylemlere kendi rızalarıyla, madenin çevreye ve kendi
yaşamlarına zarar vereceğini düşündükleri için katıldıklarını söylerlerken,
bu eylemlere maddi menfaatleri olduğu için katıldıkları suçlamasını reddettiler.
Köylüler madenin zararlarının görülmeye başladığını atılan dinamitlerden
evlerinin duvarlarının çatladığını, hayvanlarındaki ölü yavrulama olaylarının
arttığını belirterek, esas zararların daha sonraki yıllarda görüleceğini dile
getirdiler. Köylüler madenin çalışması bitirilene katar eylem yapmaya devam
edeceklerini söylediler.
Tanık olarak ifadesi alınan hala madende çalışan köylülerin bir çoğu madene
girmeden önce eylemlere katıldıklarını, madene girdikten sonra köylü tarafından
dışlandıkları için köyü terk etmek durumunda kaldıklarını söyledi.
Eyleme katıldıkları dönemlerde eyleme katılmaları için kendilerine herhangi birisi
tarafından zorlama yapılmadığını dile getiren madende çalışan işçiler, madene
girdikten sonra ise köydeki herkesin kendilerini dışladıklarını söylediler. tepe
köyün eski muhtarı olan ve maden yanlısı tutumları nedeniyle köylülerin yaptığı
referandumla görevden el çektirilen Halil Battal'ın çelişkili ifadeler vermesi dikkat
çekti.
Daha önce Nuh Mete Yüksel'e verdiği ifadede kır saçlı bir Alman'ın Konyar'a para
verdiğiyle ilgili sözlerini bu duruşmada 'Sakallı, Alman'a benzeyen, saçları yana
taranmış biri' olarak değiştirdiği görüldü. Eski muhtar Oktay Konyar'ın
muhtarlık kapısını kırarak köylüyü eyleme çağırdığını bu nedenle madene
karşı çıkmaktan vazgeçtiğini iddia ederken, madende çalışan işçilerin oğlunun
sahibi olduğu minibüsle taşınmasının bunda bir etkisi bulunmadığını ileri
sürdü. İzmir Barosundan 6 avukatın Av. Senih Özay ve Oktay Konyar'ın müvekkilleri
olarak hazır bulunduğu duruşmada, avukatlar özellikle madende çalışan tanıkların
mahkemede söyledikleriyle, daha önceki Nuh Mete Yüksel tarafından alınan ifadeleri
arasındaki çelişkilere hakimlerin dikkatini çektiler. Avukatlar mahkemeyi yeni bir
Dreyfus davasına benzeterek, savcı Yüksel'in tanıkların ifadelerini değiştirdiği
yönünde önemli belirtiler bulunduğunu, konuyla ilgili dava açabileceklerini dile
getirdiler. Bergama Adliyesine gelen EMEP GYK üyesi Mazlum Sarısaltık ve İzmir eski
İl Başkanı Cabbar Demirci ve Bergama İlçe Başkanı Tülay Aslan ile partililerde
gelerek köylülere destek verdiler. Öte yandan mahkemeyle ilgili bir açıklama yapan
Bergama-Eşme, Sivrihisar Elele Hareketi Bergama köylülerinin ajanlıkla suçlanmasına
tepki göstererek, 'Bergama Köylülerimizin, bilim ve hukuk insanlarımızın bu
mücadelede aldıkları tek destek ülke topraklarından ve ülke insanlarından
aldıkları destektir' dedi.
|
YANIKOĞLU II MAĞAZASI AÇILDI
(Eski Mavi Market)
ismetbaytak@hotmail.com
kuzeyege@yahoo.com

|