baslik1.jpg (7323 bytes)      

market2.gif (15838 bytes)

11 KASIM 2002      SAYI: 521

baslik2.jpg (10108 bytes)

 Site İndeksi

Haberler

Köse yazıları

Politika kazanı

Kunye

Resmi telefonlar

Biraz Gülelim


DİKİZ AYNASI

keskin.jpg (14179 bytes)

İrfan KESKİN

 

YEMİN ETMEK Mİ ? YEMİNE İNANMAK MI ?

Sevgili dostlar bilindiği gibi 3 Kasım 2002 Pazar günü ülkemizde TBMM Genel Seçimleri yapıldı. Geçmişe baktığımızda 3 Kasımların ülkemiz siyasi yaşamında önemli yeri var. Bunlar seçim ve Referandumla gelen değişimler, Polis, Mafya, siyasi üçgeninin oluşturduğu Susurluk skandalı vs. gibi.

Yine geçtiğimiz Pazar günü yani 3 Kasım 2002 tarihli yapılan genel seçimler Türkiye siyasi tarihine damgasını vurdu.

TBMM 47 yıl aradan sonra ilk defa iki partili bir meclis oldu. Türkiye siyasetine 15 – 20 hatta 35- 40 yıl damgasını vuran, yıllarca Bakanlık, Başbakanlık ve hatta Cumhurbaşkanlığı yapmış liderler ve kurmayları 3 Kasım 2002 günü seçim sandıklarına gömülerek siyasi arenadan kaybolup gitmişlerdir. Ayrıca yine 3 Kasım 2002 Pazar günü yapılan seçimlerde TBMM’nin % 95’i değişerek eskiler sandığa gömülmüşlerdir.

Şimdi meclise yeni giren bu Milletvekilleri önümüzdeki hafta YSK’nın kesin sonuçlarını açıkladıktan sonra kendiliğinden toplanıp geçici olarak Başkanlarını ve Başkanlık divanını getirerek yemin töreni yapacaklardır. Bu yemin esnasında Türkiye Cumhuriyeti’nin bölünmez bütünlüğüne sahip çıkacağına, Türkiye Cumhuriyetinin Çağdaş, Laik, bir hukuk devleti olduğuna hukukun üstünlüğüne saygı duyup, sahip çıkıp onu koruyacaklarına dair ant içip yemin edecekler. İşte onların Türkiye Cumhuriyeti’nin bölünmez bütünlüğüne ne kadar saygı duyduklarını, Türkiye Cumhuriyeti’nin Laik, Çağdaş bir hukuk devleti olduğuna hukukun üstünlüğüne inanıp, ne kadar saygı göstereceklerini önümüzdeki günler, haftalar, aylar ve yıllar da göreceğiz.

Şimdi bu vekillerimizin bunları ispatlamaları için ellerinde bir sürü fırsatlar var.

1-     İlk önce kendilerinin dokunulmazlık zırhlarını kaldırarak kendilerinin halktan biri olduklarını, demokratik bir parlamentoda kanıtlamak zorundadırlar.

2-     Bu ülkenin bölünmez bütünlüğüne ve laikliğe sahip çıkmak istiyorlarsa insanların hiçbir şekilde, siyasi ekonomik etnik ve coğrafi çıkarlarını düşünmeden eşit bir şekilde kucaklamaları gerekiyor.

3-     Hukukun üstünlüğüne inanıp yemin ediyorlarsa işte esas odak nokta burada başlıyor. Bir toplumun, bir ülkenin bir ulusun coğrafi, etnik, siyasi ve ekonomik yapısı ne olursa olsun yinede ana temel direği hukuktur. O ana temel direk çatlayıp çürüdüğü zaman o binanın yapısı ne olursa olsun o bina bir gün mutlaka çöker.

4-     Eğer Türkiye Cumhuriyeti hukukuna saygı duyup sahip çıkacaklarına inanıp iddia ediyorsa ki mutlaka ediyorlardır.

A-   Bakanda olsalar, vekilde olsalar, müdür, amir ve bürokratta olsalar hukukun karşısında eşit olduklarını göstermek zorundalar.

B-    Kara elmas, Balina, Albayraklar vs. gibi bir sürü operasyonlarda adı geçen kişilerin konumu ne olursa olsun hukuka karşı hesap vermek zorundadırlar.

C-   Yaklaşık 13 yıldan beri Bergama’da Bergamalı köylülerle çok uluslu bir altın madeni şirketiyle çevre, doğa ve yaşam savaşı veriliyor. Bilimadamları, sivil toplum örgütleri, sendikalar, halk ve hepsinden önemlisi Türkiye Cumhuriyeti hukuku bu maden kapatılsın çünkü insana, doğaya ve ülke ekonomisine çok önemli katkısı yok. Ayrıca insan sağlığına ve doğaya zararlıdır.

D-   Son günlerde bu şirket bakanların imzalarını kullanarak bir kısım siyasileri de arkalarına alarak ruhsatsız, kaçak elektrik, telefon kullanıyorlar.

E-    Nasıl ki aç kalıp baklava çalan üç genç Gaziantep’te 8 yıl ceza alıyorsa Bergama’da kaçak olarak çalışıp altın kaçakçılığı yaptığı iddia edilen çok uluslu siyanürcü emperyalist Eurogold, Normandy ve Newmont yargılanıp gereken cezayı almalıdırlar.

F-    Nasıl ki Bergama’da Oktay Konyar ve Sefa Taşkın, Tepeköy’de İrfan Keskin, Muharrem Akyol, Erdem Akkoç, Ovacık’ta Metin Dikmenoğlu, Çamköy’dePulat Bektaş, Sebahat Gökçeoğlu, Narlıca’da Haza Kural, Yusuf Kurhan, Pınarköy’de Zeynel Akkaya, Gündüz Tosun vs. Onlarca, yüzlerce köylü kendi topraklarının canlarının doğa ve çevresinin yok olacağı korkusuyla eylem yaptıkları için yargılanıp cezalandırılmaya çalışılıyorsa bu ülkenin yasalarını, doğasını, halkını ve hukukunu umursamayarak ruhsatsız kaçak çalışarak rant sağlayan ve ona destek olan güçlerde yargılanıp gereği yerine getirilsin.

Bu verilen örnekler sadece devede bir kulak eğer yeminlerine inanıp sahip çıkmak istiyorlarsa devenin kulaklarından başlayıp kuyruğuna kadar incelesinler.

İyi Haftalar.



YANIKOĞLU II MAĞAZASI AÇILDI

(Eski Mavi Market)

 

 

 

 

 

ismetbaytak@hotmail.com

kuzeyege@yahoo.com

 

cizgi1.jpg (425 bytes) cizgi2.jpg (579 bytes) cizgi3.jpg (545 bytes)

HER SALI GÜNCELLENİR