baslik1.jpg (7323 bytes)      

market2.gif (15838 bytes)

23 EYLÜL 2002      SAYI: 507

baslik2.jpg (10108 bytes)

 Site İndeksi

Haberler

Köse yazıları

Politika kazanı

Kunye

Resmi telefonlar

Biraz Gülelim


MERHABA

ibrahim.JPG (15058 bytes)

İbrahim Baytak

İŞSİZLİK VE KALKINMA


İşsizliği önlemek, kalkınmak için sanayileşmeye, bunun için de gelişmiş teknolojiye ihtiyaç var. Bu yetmez. Ürettiğin malı satmalısın. Sadece ülke içinde satmak için bu kadar yatırım yapılmaz. Zaten çok kişinin alım gücü yani parası yoktur. Hem kendin kazanmak, hem döviz getirerek ülkeyi zenginleştirmek için ürettiğin malı dışarıya da satacaksın. Ancak Dünya pazarları paylaşılmış. Rekabet için ucuza satmalısın. Bunun için ucuza mal edeceksin. Maliyeti azaltmak için, ham madde yani tütün, pamuk gibi her türlü tarımsal ürünler, madenler gibi girdiler ucuza alınmalı, ücretler düşük olmalı.
Yeni Dünya Düzenini, Küreselleşmeyi savunanlar diyor ki; Gelişmekte olan bir ülke pahalı olan gelişmiş teknolojiyi getiremez, ürettiği malı dünya pazarında satamaz. Muhakkak "uluslar arası yabancı sermaye" gelmeli. Yabancı sermaye de çok ürkektir. Her istenen yere gelmez. Bedava yer vereceksin. Çalışanların ücreti düşük olacak, grev yasağı ve tahkim yasası olacak. Ham maddeyi, örneğin tütünü, pamuğu, kömürü, madeni bizden almak zorunda olmayacak, kendi ülkesinden getirebilecek. Yerli yatırımcılara yabancı ortak bul denecek. Vergi, sigorta primi ve kredi kolaylıkları sağlanacak.
Böylece yabancı sermaye ülkeye gelip yatırım yapacak. Fabrikalar kuracak, bu fabrikalarda işsizler iş bulacak. Üretilen mallar dünya pazarlarına satılacak. Ülkeye döviz girecek. Ülke zenginleşecek. İşsizlik önlenecek. Ülke kalkınacak. Sanayi ülkesi olacak. Ancak her geçen gün yeni istekleri olacak. Vermezsen "GİDERİM HA" diyecek.
Biraz zaman geçince bir bakılacak ki, ülkede tarım, hayvancılık bitmiş, madenler, bütün yer altı ve yer üstü kaynakları atıl kalmış, işletilemez duruma gelmiş, Devlet elindeki fabrikalar ya satılmış ya kapanmış, Yerli sanayici ve küçük işletmeler uluslar arası güçlü yabancı sermaye ile baş edemediğinden kapanmış, Ülke ekonomisi üretim araçları, ham madde ve sermaye yönünden tamamen dışa bağımlı olmuş, Doğa kirlenmiş, yaşanmaz hale gelmiş, gelir düzeyi artmamış, dış borç daha da çoğalmış. Uluslar arası sermaye ile işbirliği yapan bir avuç kişi zenginleşirken çalışanlar daha da yoksullaşmış. Her geçen gün yabancı sermaye ülkeye daha az yatırım yapmaya başlamış. Ülkede sosyal patlamalar baş göstermeye başlamış. Siyasi istikrarsızlık, toplumsal olaylar çoğalmış Bir bakmışsın artık demode olmuş makinları bile almadan yabancı sermaye ülkemizi terk edip başka bir ülkeye kaçıvermiş.         

GAZİ ve ŞEHİTLER
19 eylül ülkemizde GAZİLER günü. Gaziler için ne yapıyoruz? Zengin, fakir hiçbir fark gözetmeden az bir maaş bağlarız, törenlerde madalyalarla yürümelerine izin veririz. Belediye otobüslerinde ön koltuklara "gazileri aittir" yazmışız. Halbuki; çalışamayacak durumda ise, ekonomik gücü ve evi yoksa ev verilebilir, geçimini rahatlıkla sağlayabileceği bir maaş bağlanabilir. Anne ve babasının ona ihtiyacı varsa onlara da yardım yapılır. Çocukları varsa devlet tarafından okutulur, okulu bittikten sonra bir işe yerleştirilir. Ölünce maaşını eşine kalır, o da ölünce maaş kesilir. Çünkü çocukları devlet tarafından okutulmuş, iş - güç sahibi yapılmıştır.
Eğer çalışmasına engel olacak bir durumu yoksa, bir işe yerleştirilir, evi yoksa ev verilir ayrıca bir defalık ödül verilebilir. Çocukları devlet tarafından okutulur, bir işe yerleştirilir. Ayrıca bir maaşı verilmez.
Eğer kendisinin veya ailesinin ekonomik durumu iyi ise, maaş bağlamanın hiçbir anlamı yoktur. Bu kişiyi mutlu etmek için maddi değil manevi yönden ödüllendirmek gerekir. Belki bir defalık maddi değeri de olan bir hediye de verilebilir. Ayni şeyler "şehit" ailesi ve çocukları içinde de yapılabilir.
Böylece ihtiyacı olan olmayan bütün gazi ve şehitler ile ailelerine ömür boyu göstermelik bir maaş verileceğine, ihtiyacı olana ihtiyacı olduğu süre içerisinde yeterli bir yardım yapılıp yapılması ve maaş verilmesi en doğrusu değil mi?                 

OTOPARK
Bergama'nın en acil ihtiyaçlarından biri "OTOPARK." İstiklal Meydanı, Cumhuriyet meydanı ve stadyum civarı gibi merkeze, İnönü, Böblingen, Kaymakam Kemal bey caddelere, Ertuğrul, İnkilap, Barbaros, Tura bey gibi cadde ve sokakların geniş olmadığı mahallelere "OTOPARK ve SEMT OTOPARKLARI" yapılmalı.
Mesela İzmir garajında yıkılan dükkanların yeri, Lunapark kurulan yer neden boş duruyor? Buralar OTOPARK olarak neden kullanılmıyor? Başka yerlerde de küçük büyük OTOPARK için yer bulunur.
OTO PARK fonunda toplanan paralar başka hiçbir amaç için kullanılamaz. Eski başkan Sefa TAŞKIN ne yazık ki OTOPARK YAPMADI Toplanan paraları başka yere kullanmış. Bu gün de başkan OTOPARK' ı ağzına almıyor. Eğer birkaç yıl daha ilçemize OTOPARK yapılmazsa "CADDE VE SOKAKLARDAN NE ARAÇLAR NE DE YAYALAR GEÇEBİLECEK.
Sayın başkanım hayali MEGA projelere vakit ve para harcamak yerine çok daha acil ve çok daha yararlı hem de gerçekleşmesi çabuk ve ucuz OTOPARK yapın.            
ATASÖZÜ : EL, ELİN EŞEĞİNİ TÜRKÜ ÇAĞIRARAK ARARMIŞ.



YANIKOĞLU II MAĞAZASI AÇILDI

(Eski Mavi Market)

 

 

 

 

 

ismetbaytak@hotmail.com

kuzeyege@yahoo.com

 

cizgi1.jpg (425 bytes) cizgi2.jpg (579 bytes) cizgi3.jpg (545 bytes)

HER SALI GÜNCELLENİR