|
İZLENİM Recai Şeyhoğlu
MEMURA SİYASET HAKK II
Müslümanlık denince mangalda kül bırakmayan, milliyetçilik denince Amerikancılığı
baş tacı yapan bu yönetici güruhun Türkiye'sinde son bir yılda sadece özel
bankalardan 20 milyar dolar hortumlandı. (hortumlatıldı)
Bir milyon civarında çalışan işten atıldı. Kamu bankalarıyla elde edilen KİT'ler
neredeyse üste para verilerek satıldı. DSP, MHP, ANAP'tan oluşan 57. koalisyon hükümeti
döneminde ABD, AB, Dünya Bankası ve İMF'nin talimatları doğrultusunda TBMM'den
onlarca yasa geçirildi. (öyle değil mi MHP?)
Ülkeyi hortumcular, Amerikancılar, yalancılar, Ergenekoncular yönetince kırmızı
plakalılar da çoğalıyor elbet.
1950-60 döneminde 16, 1963-68 arasında 23, Özal döneminde 22 Bakan varken bugünün Türkiye'sinde
tamı tamına 37 Bakan bulunuyor.Çünkü gönlü yapılacak siyasi öyle çok ki..
Kıyak yapılacak vurguncu takımı öyle çoğaldı ki...
Dünyanın en zengin ülkesi ABD'de 15 Bakan var.
Japonya'da 16, Finlandiya'da 17.
Anlaşılan Uganda'da daha çok milletvekilinin gönlü yapılmak isteniyor, parti yandaşlarına
avanta dağıtılıyor olmalı ki oradaki Bakan sayısı da 66'ya bağlanmış.
Bu ülke 25 Bakanla da pekalâ idare edilir.
Kadın milletvekili oranı konusunda çok gerisinde kaldığımız Uganda'(yüzde 17,4) da
66 bakan ne iş yapar, doğrusu merak ediyorum.
Çöp bidonlarından yemek toplayan Türk halkı !
110 milyar dolar dış borcu olan Türkiye !
Polo 13'te 200 milyona şampanya açtıran Türkler !
Çünkü Türkler İMF' yi dinliyor.
İMF'ye boyun eğmenin, onu dinlemenin sonucu da bu !
Bakınız, İMF Başkan Yardımcısı Anne Krueger 30.11.2001 tarihli Hürriyet'te ne
diyor: "Ekonomik reformların kalıcı olabilmesi için kamu sektöründe çalışanların
sayısını azaltın, maaşlarda kısıntıya gidin."
Uyarıyor anlayacağınız.
57. Hükümet de dinliyor. Uyguluyor da...
Neden Bakanlık sayısını azaltın, demiyor. Neden milletvekili maaşlarını düşürün,
demiyor. Neden asgari ücret 1 milyar olsun, demiyor?
Ey sevgili halkım bunu biraz da sen düşünsene !..
Düşün ki sorasın, sor ki öğrenesin, öğren ki kurtulasın, kurtul ki mutlu olasın!
Bilesin ki mutluluğun sandığa bağlı.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde Türkiye aleyhine açılan köy yakma ve toprak
istimlak edilmesine yönelik iki dava dostane çözümle sonuçlandı, biliyor musunuz?
İddiaları kabul eden Türkiye, davacılara 4,2 trilyon lira ödeyecek biliyor musunuz?
(30.6.2002 - Radikal)
Üstelik şimdi tam da siyaset yapma zamanı.
Sesini çıkarabilirsen pastadan pay koparabilirsin.
Köylüysen Köy-Sen'e, öğretmensen Eğitim-Sen'e, işçiysen Disk'e üye olmazsan seni
hiçbir Allahın kulu dinlemez, bilesin. *** Ben de bir kamu çalışanıyım. Memur olmam
nedeniyle bana siyaset yasak. 11 Ağustos akşamı bunu televizyonlardan halkımıza
duyurdular. Oysa benim bir siyasal tercihim var. Gördüğüm bir yüksek öğrenim var.
Birikimim var. Ve bildiklerimi paylaşasım var.
Ama.. Bana okuduklarımı-bildiklerimi-gördüklerimi paylaşmayı yasaklayanlar var.
Neden? Halkın gözü açılmasın, öğrenmesinler,gerçeği bilmesinler! Bunun için
sesimi soluğumu kesmeye çalışıyorlar.
MHP Sivas Kadın Kolları'nın öğretmen evinde verdiği iftar yemeğinin
parasını niçin İl Sağlık Müdürlüğü'ne ödettiğini Sivaslı bir öğretmen haykırabilmeli
oysa.. (2 Aralık 2001-Radikal-dha)
Kaldı ki siyaset güzel bir uğraşıdır. Birikimli insanların varlığı
siyasete ayrı bir güzellik ve nitelik katar.
İşportacı, hela bekçisi, fırıncı, elektrikçi siyaset yaparken memura siyasetin
yasaklanması akıl dışılıktır.
İşadamları çıkarlarını TÜSİAD kanalıyla akşam sabah dile getirirken, memura
"siyaset yok" deniliyor. Bu haksızlıktır.
Türkiye'de memurun dışında herkes politika yapmaktadır. Devletin işini gören memura
ise yasaklanmaktadır.
Asayiş sorununu polis bilmediğinden mi ona siyaset yasaktır?
Eğitim sorununu öğretmen bilmediğinden mi öğretmen politika dışında tutulmaktadır?
Sağlık sorunlarına hekim yada hemşire çok mu yabancıdır da onlara siyaset
yasaklanmaktadır?
Darbeci generaller dünün memuru değil miydi?
yaşamda imam ya da Genelkurmay Başkanı sanki çok mu politika dışında?
O halde ...
Emeklilikte değil çalışıyorken de siyaset yapıp yaşamı güzelleştirebiliriz.
İşin özeti şudur ki bu konuda yasalar eskimiştir.
Yeniden düzenlenmelidir. Memura vakit geçirmeden siyaset yapma hakkı tanınmalıdır.
Kamu çalışanları örgütleri aracılığıyla bu günlerde seçime katılacak bütün
siyasi partileri ziyaret ederek bu isteklerini dile getirmelidir. Partileri bu konuda
karar alma konusunda zorlamalıdır. Unutmayalım ki aslolan değiştirmektir.
"Böyle gelmiş böyle gider" diyenlere ayıracak zamanımız yoktur.
İkinci olarak, bütçeden Milli Eğitim Bakanlığı'na ayrılacak payın
arttırılması için yüksek sesle istekte bulunulmalıdır. Öğretmenlerin kararlılığı
bu işi çözecektir.
Tahir M. Ceylan, "Bütün yazarlarda asosyal ve içe dönük bir
kişilik yapısı vardır. Yazmak, sosyal biçimde yapılamayan konuşmayı, asosyal biçimde
aktarmaktır aslında." diyor ya.. Ben de bunu yapıyorum olsa gerek.
Seçime katılacak 23 partiden (Parti sayısı = 49) iki tanesinin
(Yeniden Doğuş Partisi ve Millet Partisi ) tabelasının olduğunu ama hiçbir hazırlıklarının
henüz görülmediğini, Aydınlık Türkiye Partisi ile Türkiye Komünist Partisi'nin
ise İstanbul İl Merkezi'ni bulmak için hayli bir çaba harcanması gerektiğini
belirten 12 Ağustos 2002 tarihli Milliyet aslında çok şeyi anlatıyor.
Ne anladığımı anlatmak için de siyaset yapmak istiyorum. Çünkü
şimdi tam zamanı !
Sormak istiyorum 550 kravatlı ve etekliye : " Sevmediğiniz Yunanistan'da kişi başına
milli gelir yıllık 12 bin Dolar. Benzin ise 20 cent.(sent )
Türkiye'de ise kişi başına milli gelir yıllık 2300 Dolar. Benzin 1,04 Dolar. Bu
acayiplik neden ?" diye..
Sokrates aşkı bendeki.
Ne diyor üstat ? "Sorgulanmamış yaşam yaşam değildir."
Ben de ekliyorum. Hesap veremeyen Meclis meclis değildir.
Şu benzin fiyatındaki tuhaflığı biri açıklasın istiyorum.
Gece gündüz Türkiye Cumhuriyeti Devletinin büyüklüğünden dem vuran MHP liderine 12
milyon 21 bin 827 yeşil kart sahibinin varlık nedenini öğrenmek için soru sormak
istiyorum.
Çünkü şimdi soru sormanın tam zamanı !
TBMM Başkanı'na da James F. Clarke 'ın "BİR SİYASETÇİ GELECEK SEÇİMİ; BİR
DEVLET ADAMI GELECEK KUŞAĞI DÜŞÜNÜR."sözünü anımsatarak meclisin dört bir
yerine bu sözün asılmasının gerekli olup olmayacağını soracağım. Fırıldak
Kubi'nin bayanı olan İzmir milletvekili Işılay Saygın'a da "Bu seçimde
nerdesiniz ?" diye soracağım.
Tabii ki bana siyaset yapma hakkı verilirse...
Sorulacak çok daha güzel sorular var.
Örneğin , en güzeli ne diye soruyorsanız yanıtlayayım.
MEMURA SİYASET NEDEN YASAK ?
|
YANIKOĞLU II MAĞAZASI AÇILDI
(Eski Mavi Market)
ismetbaytak@hotmail.com
kuzeyege@yahoo.com
|
