baslik1.jpg (7323 bytes)      

market2.gif (15838 bytes)

12 AĞUSTOS 2002      SAYI: 495

baslik2.jpg (10108 bytes)

 Site İndeksi

Haberler

Köse yazıları

Politika kazanı

Kunye

Resmi telefonlar

Biraz Gülelim


PALMİYEALTI


habora.jpg (22547 bytes)

Bülent HABORA

Üç Ulusal Yıkım:
Deprem, Sel, İktidar


Türkiye gerçekten dünyanın en güçlü devleti ve Türk halkı da dünyanın en güçlü ulusu. Düşünün bir kez, özellikle son üç yıldır, üç ulusal yıkım, ülkede kol geziyor.
Deprem:
Doğrudur, Türkiye bir deprem bölgesinde yer alıyor. Ama dünyanın doğru dürüst hiçbir ülkesinde önemsenmeyecek depremler, Türkiye'de yıkım oluyor, can alıyor.
Önce kentler, köyler yıkılıyor, insanlar ölüyor. Ama deprem bitmiyor. Arkası geliyor. Türkiye'yi yönettiklerini sanan Ankara'daki seçilmişler, deprem sonrasında hiçbir şeyle ilgilenmiyorlar, halkı yıkıntılarıyla, ölümleriyle başbaşa bırakıyorlar.
Bakın, kaç tane on yıl geçti, Varto Depremi olalı. Yaraları sarılmadı bile, Varto'luların.
Ya Osmaniye Depremi? Adapazarı Depremi'nden önce olmuştu Osmaniye Depremi. Ve o bölgedeki bir çok insanımız derme - çatma barkalarda yaşıyor. Kaç yıl geçti aradan, kaç yaz, kaç kış geçti, durumda değişiklik yok.
Gelelim üç yıl önce olan Adapazarı Depremi'ne. Büyük bir yıkımdı. Türkiye'yi yönetmeyi İMF'nin, Dünya Bankası'nın ve Amerika Birleşik Devletleri'nin "Zorba emirleri"ni gaddarca uygulamak olduğunu sanan 25. sınıf politikacılarımız, ilk günlerde desteksiz atıyorlardı, "Şunu yapacağız, bunu yapacağız, devletimiz güçlüdür, herşey eskisinden daha iyi olacak," diye.
Hiçbir şeyi beceremediler. Birkaç ay içinde vermeyi taahhüt ettikleri evleri bile veremediler. Sonra verdikleri evler de sıradan bir baraka çıktı. En ufak yağmurda bile çatılarından yağmur akıyor, odalara.
Gelen yardımlar da "Deve" oldu. Zaten itiraf ettiler, "Bütçe açığında kullandık," diye. Şimdi de "Deprem Vergisi" adı altında paralar toplanıyor. Ve İstanbul, İzmir gibi büyük kentlerde güçlü bir deprem bekleniyor. Dilerim olmaz, ama olursa eğer, yine İMF bağımlısı politikacılar "Vatan, millet, Sakarya" edebiyatına yatacaklar, toplanan deprem vergileri elde olmadığı için insanlarımızı yine acılarıyla içiçe bırakacaklar. Tabii dışardan gelen yardımlar da, her zaman olduğu gibi, gargaraya getirilecek...
Sel:
Geçtiğimiz günlerde İç Anadolu'yu ve Karadeniz Bölgesi'ni sular - seller götürdü.
Plansızlık, programsızlık yüzünden ve hepsinden önemlisi yeteneksiz yöneticiler yüzünden perişan oldu, selleri yaşayanlar. Yıkılan hayatların, sönen ocakların çığlığı bölgeyi kapladı, ama bir türlü Ankara'ya ulaşamadı.
1995'te tüm İzmir'i kaplayan bir sel felaketi olmuştu. Plansızlık, programsızlık ve yeteneksizlik burada da kendisini göstermişti. Kendilerine verilecek " Oy"dan başkasını düşünmeyen politikacılar yüzünden bir kent mafolmuştu.
Akıllanmadılar. Bu yılın başlarında İzmir'in Bostanlı semtinde bir sel daha oldu. Yine yıkım, yine acılar...
Şimdi, özellikle Karadeniz ağlıyor. Hiç merak etmeyin, bir süre sonra, başka bir yerde, başka bir sel olur ve politikacılar, "Devletimiz güçlüdür, arkanızdayız, korkmayın," diye ahkam keserler. Yani aynı hamam, aynı tas...
İktidar:
İnsanlarımıza en büyük yıkımı getiren de günümüz iktidarı olmuştur. Herşeyden önce tüm emekçiler perişan edilmiştir. Memurundan işçisine, köylüsünden küçük esnafına, küçük işverenine kadar herkes, ama herkes, beceriksiz, yeteneksiz "DSP - MHP - ANAP" iktidarı yüzünden ya batmıştır yada batma noktasına gelmiştir.
Sel bir bölgeyi, deprem başka bir bölgeyi mahvetmiştir, ama bunlar, bu 3 Ahbap Çavuşlar tüm ülkeyi mahvetmişlerdir.
İMF'nin, Dünya Bankası'nın ve Amerika'nın emir ve direktifleri altında Türkiye'yi uçuruma atmışlardır. Milyonlarca işsiz sokaklardadır, işi olanlar, milletvekilleri ve bazı kodamanlar dışında, açlıkla boğuşmaktadırlar.
Geçenlerde yapılan bir kamuoyu araştırmasına göre, gençlerimizin yüzde 70'inin Türkiye'den kaçmayı düşündüğü ortaya çıkmıştır. AB'yi halk neden istiyor, biliyor musunuz? "Sınırlar açılır, Avrupa'ya kapağı atarız," diye düşünüyorlar. Oysa yanılıyorlar, çünkü Türkiye'yi Avrupa Birliği'ne alsalar bile, Türkleri yine sokmayacaklar Avrupa'ya. Çünkü onların Türkiye Çiftçiliği'nde çalıştıracak ucuz kölelere gereksinimleri var...
Evet, sel ve deprem yöresel yıkımlardı, ama bu iktidar "Genel bir yıkım" oldu.
Bilmiyorum ne zaman bu gerçeği göreceğiz?



YANIKOĞLU II MAĞAZASI AÇILDI

(Eski Mavi Market)

 

 

 

 

 

ismetbaytak@hotmail.com

kuzeyege@yahoo.com

 

cizgi1.jpg (425 bytes) cizgi2.jpg (579 bytes) cizgi3.jpg (545 bytes)

HER SALI GÜNCELLENİR