|
MERHABA
İbrahim Baytak
KİMLER İŞ GÜVENCESİ YASASINA KARŞI?
EMEK PLATFORMU, İş Güvencesi Yasası Seçimlerden Önce Çıkarılsın Derken,
Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK), Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği
(TOBB), Türkiye Sanayici ve İşadamları Derneği (TÜSİAD), İktisadi Kalkınma Vakfı
(İKV), Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM), Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği
(MÜSİAD), Türkiye Genç İşadamları Derneği (TÜGİAD), Türkiye Sanayici ve İşadamları
Vakfı (TÜSİAV), İş Dünyası Platformu. Bunlarla birlikte bildiriye Türkiye esnaf ve
Sanatkarlar Konfederasyonu (TEK), Türkiye ziraat Odaları Birliği (TZOB) "çıkarılmasın"
diye bildiri yayınlıyorlar.
İŞ GÜVENCESİ YASASI NE GETİRİYOR? 1-İşveren işten attığı herkese gerekçesini
bildirecek ve bunu ispat edecek. 2-İşten atıldıktan sonra dava açan işçi haklı
bulunursa ek tazminat alacak. 3-Irk, din, dil, cinsiyet ve mezhep nedeniyle işçinin işine
son verilemeyecek. 4-Taşeron işçi, kadrolu işçi ile ayni işi yaparsa ayni ücreti
alacak. 5-İşçi 1 yıl çalışınca izin hakkı kazanacak. İşçi deneme süresi 2 ay
olacak. 6-İşyerinde işverene yada arkadaşına sataşan, yetenekleri için yalan söyleyen,
işverenin güvenini kötüye kullanan, hırsızlık yapan, 7 günden fazla hapis cezası
alan, mazeretsiz 2 gün işe gelmeyen, uyarıldığı halde işini yapmayan, 30 günlük
ücreti ile ödenmeyecek miktarda hasar yaratan işçi tazminatsız işten atılacak.
Aslında bu bildirinin altına Esnaf ve Sanatkarlar Konfederasyonun imzası olmamalı idi.
İmzaladılar çünkü, üyelerinin çoğunluğu küçük esnaf ve sanatkar, ama üst yönetimlerinde
büyük işadamları var. Ziraat Odalarının imzası olmamalıydı, imzaladılar çünkü
üyelerinin çoğu az topraklı hatta hiç topraksız küçük çiftçi, ama örgütün üst
yönetiminde büyük toprak sahipleri var.
Son ekonomik krizde 100 binlerce işçi işten çıkarıldı. Acaba iş güvencesi yasası
olsaydı bu kadar çok işçi işten atılabilir miydi? Krizden önce de işçiler haklarını
istediğinde, ücret artışı istediğinde önderlik eden işçileri işveren işten atılıyordu.
Fakat eskiden işçiler önderleri için mücadele eder, gerekiyorsa greve çıkardı. Şimdi
ise "bizde işten atılırız" korkusu ile sessiz kalıyorlar. Çalışanların
çoğu sigortasız, sendikasız, düşük ücretle çok ağır çalışma şartlarında ve
hiçbir sosyal güvencesi olmadan çalışıyor. Ne yazık ki bu şekilde çalışanların
çoğunun İŞ GÜVENCESİ YASASI' ın dan haberleri bile yok.
Sendikalı işçiler "biz çok kişiden rahatız, sendikalıyız, ücretimiz yüksek,
sosyal güvencemiz var, başımızı ne diye derde sokalım, işten atılırım" diye
korkuyor, parmağını bile kıpırdatmıyor. Sendikalar verilmeyen haklarını almak için
bile grev veya eylem yapamıyorlar. Bir çok iş kolunda zaten grev yasaklanmış. Bir çok
grev kararı Bakanlar kurulu kararı ile erteleniyor. Sendikalar çoğu zaman buna memnun
oluyor. Çünkü grev kararı alınca işyerinde üretim ve çalışma durmuyor. Çalışacağım
diyen çalışıyor, taşeron işçi çalıştırabiliyor. Sendikalar greve, eyleme de
karar veremiyorlar çünkü kaç kişi katılacak bilemiyorlar. Sendikalar siyasi
partilerden, sendika başkanları parti liderlerinden farklı değil. Onlarda değiştirilemiyor.
Onlara da güvenilmiyor.
1 mayıslarda, mitinglerde, toplantı, panel, seminerlerde bir çok sendika destek verdiği
halde üyeleri yani işçiler gelmiyor. Emeklilik yaşını arttıran yasa işçi, memur,
esnaf, çiftçi herkesi ilgilendirdiği, sağcı, solcu, işçi, kamu çalışanı tüm
sendikalar, esnaf, çiftçi örgütleri destek verdiği halde Ankara Kızılay da ki
mitingde 400 bin kişi ancak vardı.
Birçok kişiye bunları anlatsan "ben evime bir lokma ekmek götürme
derdindeyim" diyor. "Siyasetle ilgilenmiyorum, hepsi birbirinin ayni, seçimde
sandığa bile gitmeyeceğim, gitsem de boş oy atacağım" diyor. Sendika, meslek örgütü
seçimlerine gitmemekle şikayetlerimiz sona mı erecek? Seçimlerde oy vermeğe
gitmezsek, gidip de boş oy verirsek durumlar düzelecek mi?
Eğer çıkarımızın nerede olduğunu bilmiyorsak, haklarımızı almak için kılımızı
kıpırdatmıyorsak, hak aramaktan korkuyorsak, geleceğimize hakkında karar veren
sendika ve milletvekili seçimlere beni ilgilendirmez diyor gitmiyorsak, haber dinlemiyor,
gazete okumuyor, gözümüzün önünde yapılan haksızlıklara sessiz kalıyorsak, bana
kimseden fayda yok, bana ne diyorsak, kimseye kızmaya, hiçbir şeyden şikayet etmeye
hakkımız yoktur.
PARMAK İZİ
"Dünyaya gelen herkes
en azından bir parmak izi bırakır"
Doğru olabilir mi bu söz?
Doğru ise eğer
Çok acı değil mi?
Eğer dünyaya gelmiş
Yaşamışsak bir süre
Sadece parmak izi bırakmışsak eğer
Yazık değil mi yaşadığımıza?
Bir ağaç da mı dikmedin?
Bir taşı da almadın mı yoldan?
Hiç kimseye su, ekmek de mi vermedin?
Hadi iyilik yapmadın
Hiç kimsenin tavuğuna
Kış da mı demedin?
Biri ile kavga edip
Küfür de mi etmedin?
Nasıl kazandın parayı?
Ne işte çalıştın?
Ne yedin, ne iştin?
Evinde mi yoktu?
Mağara damı yaşadın?
Nasıl olur?
Sadece bir parmak izi
Bırakırsın dünyada
Yoksa doğarken öldün
Adın bile konulmadı da
Onun için mi bırakmadın
Parmak izinden başka
Bir şey dünya da?
İbrahim BAYTAK
|
|
YANIKOĞLU II MAĞAZASI AÇILDI
(Eski Mavi Market)
ismetbaytak@hotmail.com
kuzeyege@yahoo.com
|