|
"ABD'nin
Irak'a Müdahalesi Hukuk Dışı"
Doç. Tarhanlı: Bir devlet ancak Güvenlik Konseyi kararıyla
askeri müdahale düzenleyebilir. Konsey ise sadece "barış tehlikede olduğunda"
bu kararı alabilir. Böyle bir tehdit görünmüyor. TBMM'de görüşülmeden müdahaleyi
desteklemesi yönetimi zorda bırakır.
BİA (İstanbul) - İstanbul Bilgi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Doç.
Dr. Turgut Tarhanlı, Amerika Birleşik Devletleri'nin (ABD) Irak'a müdahalesi ve Türkiye'nin
bu müdahaleye destek vereceği yönündeki iddiaları değerlendirdi.
Tarhanlı, "bianet"e yaptığı açıklamada, ABD müdahalesinin de Türkiye'nin
bu müdahaleyi desteklemesinin de hukuki dayanağı olmadığını vurguladı. Almanya,
Fransa ve Britanya hükümetlerinin de bu yönde açıklamalar yaptığını hatırlatan
Tarhanlı, Türk hükümetinin müdahaleyi "sadece ABD'nin belirlediği sınırlar içinde
kalarak" savunamayacağına ve TBMM'de alınmış bir karar olmaksızın
destekleyemeyeceğine dikkat çekti.
"ABD'deki bazı çevreler bile Irak kaynaklı Türkiye'ye ya da dünyaya yönelik
ciddi bir tehdit olmadığını savunuyor. İnsanların ölümü, öldürülmesi anlamına
gelen bir harekatın gerçekleştirilmesinde böyle boşluklarla karşılaşılması
demokratik olduğunu iddia eden ülkelerin uygulamaları açısından çok ürkütücü.
Kamuoyunun bunu ciddi bir biçimde deşmesi gerekir.
"Gerekli bütün tedbirler... Amerika Birleşik Devletleri'nin (ABD) böyle bir müdahaleye
girişmesi hangi çerçevede düşünülebilir? Yasal, meşru dayanağı var mı?İçinde
bulunduğumuz dünya düzeni açısından, bir devletin başka bir devlete böyle bir
askeri askeri müdahale düzenlenmesinin tek yolu, Güvenlik Konseyi'nin bu yönde bir
karar almasıdır. Güvenlik Konseyi de böyle bir kararı cömertçe almaz, belli şartları
vardır. Bu şartlar, yani Güvenlik Konseyi'nin aldığı kararların dayanağı, Birleşmiş
Milletler'in (BM) Kurucu Anlaşması'nın Yedinci Bölümü'nde öngörülen şartların
oluşmasıdır. Bu da kademe kademe ağırlaştırılan tedbirler biçiminde ancak
uygulanabilir.
Öncelikle uyarılar öngörülebilir, sonra belli ekonomik yaptırımlar uygulanması söz
konusu olabilir. Bunlara rağmen değişen bir durum yoksa, ortaya çıkan bölge ya da dünyada
barışın bozulması açısından tehdit oluşturuyorsa Güvenlik Konseyi "müdahale
kararı" alabilir. Bu da otomatik değildir. Yani Güvenlik Konseyi'nin yetkisi vardır
ama mutlaklığı yoktur. Irak Kuveyt'e müdahalesinde bile, açık ihlal olmasına rağmen
Güvenlik Konseyi açıkça askeri müdahalede bulunulmasını telaffuz etmiş değildir.
Konsey kararında, "Gerekli bütün tedbirlere başvurulması mümkündür"
denmiştir. Yekten, kapalı bir biçimde müdahale kararı söz konusu değil.
"ABD sistem dışına çıkıyor" ABD Güvenlik Konseyi kararlarında etkili
olamaz mı?
ABD Güvenlik Konseyi'nin daimi üyelerinden ve aldığı kararları sürekli veto ederek
çalışmasını engelleyebilir. Bu mümkün ama, ABD Irak'tan kaynaklanan büyük bir
tehdit olduğu düşüncesindeyse, barış için tehdit oluşturduğuna dair kanıtlar
sunabilir. Irak zaten 10 yıldır zan altında olan bir ülke. Uluslar arası kuvvetlerin,
BM sistemi içindeki örgütlerin denetimi altında. ABD, zaten böyle projektör altında
olan bir ülkenin büyük tehdit kaynağı olduğunu, 11 Eylül saldırısıyla mevcut bağlantılarını
kanıtlayabilir. Bunları Güvenlik Konseyi'ne sunabilir.
"Müdahale meşru değil" ABD'nin güçlü bir biçimde desteklediği konunun, Güvenlik
Konseyi'nde kabul edilmesi ihtimali çok yüksek. Bu sistem içi bir seçenek. Ancak
ABD'nin, sistem içi bu seçeneğe başvurmaksızın, tamamen kendinden menkul biçimde
davranması dünya ve Türkiye açısından kabul edilmemesi gereken bir uygulama.
Zaten dün Almanya ve Fransa arasındaki resmi görüşmelerden sonra da böyle açıklamalar
yapıldı. Geçen hafta, Britanya'da da hükümete bağlı hukuk danışmanları benzeri görüşler
ortaya koydu. Böyle bir müdahalenin meşru olmayacağı, hiçbir kanıtın ileri sürülemediği
belirtildi. Belli başlı devletlerce savunulan görüşlerde de böyle gerekçeler var.
Türkiye'de aynı şekilde müdahaleye karşı çıkabilir mi?
Türkiye de bu görüşleri ileri sürebilir. Ama, Türkiye acaba bu kadar çaresiz mi ABD
karşısındaki konumu itibariyle? ABD'nin Türkiye üzerinde ekonomik açıdan etkili
olduğunu biliyoruz. Ama öte yandan, burada söz konusu olan bir meşruiyet tavrı içinde
hareket etmesidir. Böyle bir müdahale sadece ABD'nin belirlediği sınırlar içinde
kalarak savunulamaz.
"Hükümet tek başına karar veremez"
Hükümet tek başına müdahale yanlısı bir karar alabilir mi?
Öncelikle Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin (TBMM) bu konuda karar alması gerekir.
TBMM'nin kararı olmaksızın, Türkiye'nin böyle bir faaliyete girişmesi yönetimi
zorda bırakır. Toplumsal muhalefetin de konunun bu yanına dikkat çekip yönetime karşı
muhalefeti dillendirmesi, işin saydamlığı ve Türkiye'deki yönetim tarzı açısından
çok önemli. TBMM'den nasıl bir karar çıkacağı ayrı bir konu...
Türkiye'nin ABD'yi desteklemesi hangi çerçevede düşünülebilir?
Türkiye-ABD savunma işbirliği ilişkisi içinde düşünülebilir mi?
Türkiye-ABD savunma işbirliği, NATO'ya (Kuzey Atlantik Paktı) bağlı ülkeler bağlamında,
saldırı karşısında ortak savunma yürütmeye dair bir askeri ilişkidir. Türkiye'deki
üslerin de mahiyeti budur. Türkiye'nin, sadece böyle bir askeri harekata sıçrama
tahtası olma niteliğinde kullanılması kabul edilemez. Ayrıca, harekata katılması
konusunda ulusal ya da uluslar arası yetkili organlarca alınmış bir karar da yok.
"Saydamlık sağlanmalı" Sistem dışı bir uygulama söz konusu?
Kamuoyunun bu konunun üzerine gitmesi önemli. Hele de kuvvet kullanma gibi bir olayda,
bunun ne tür bir badireyle atlatılacağını bilemiyoruz. Roketlere karşı savunma
tertibatı alındıysa, böyle bir risk bekleniyor demektir. Bu boyutta beklenti varsa,
kamuoyunun bunu ciddi bir biçimde deşmesi, bu konuda saydamlığın sağlanması
gerekir. Kaldı ki, Türkiye'nin böyle bir tehdide maruz kalmadığı bir dönemde, bu
savunma işbirliğinin anlamı nedir? Irak'tan kaynaklı, Türkiye'ye yönelik bir tehdit
söz konusu değil. ABD'deki bazı çevreler bile Irak kaynaklı Türkiye'ye ya da dünyaya
yönelik ciddi bir tehdit olmadığını savunuyor. Bu açıdan ciddi boşluklar ve kara
noktalar var. İnsanların ölümü, öldürülmesi anlamına gelen bir harekatın gerçekleştirilmesinde
bu denli kara noktalarla karşılaşılması demokratik olduğunu iddia eden ülkelerin
uygulamaları açısından çok ürkütücü. Bunun ciddi olarak üzerine gidilmesi
gerekir.
|
YANIKOĞLU II MAĞAZASI AÇILDI
(Eski Mavi Market)
ismetbaytak@hotmail.com
kuzeyege@yahoo.com
|