baslik1.jpg (7323 bytes)      

market2.gif (15838 bytes)

29 TEMMUZ 2002      SAYI: 491

baslik2.jpg (10108 bytes)

 Site İndeksi

Haberler

Köse yazıları

Politika kazanı

Kunye

Resmi telefonlar

Biraz Gülelim


MERHABA

ibrahim.JPG (15058 bytes)

İbrahim Baytak

İŞSİZ KALMAK NE DEMEK
BİLİR MİSİN?

Asgari ücretle de olsa bir işte çalışıp hiç olmazsa evine ekmek götürürken, bir gün işten atıldığını veya işyerinin kapandığını öğrenirsen ne yaparsın? Eskiden de işsizlik vardı. Ancak son yıllardaki gibi her gün işsiz kalma korkusu yaşanmıyordu.
AB ye uyum yasalarının çıkarılması için hükümet ve siyasi partilere baskı yapan iş adamları sıra İŞ GÜVENCESİ YASASINA gelince "HAYIR" diyorlar. Üstelik Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı yasanın çıkması için büyük bir çaba harcadığı halde, Milyonlarca işçiyi temsil ettiğini söyleyen, işçi örgütü sendikalar ve konfederasyonlar yasanın çıkarılmasını sağlayamadı. Bir avuç iş adamı çıkarılmasını engellediler.
İŞ GÜVENCESİ YASASI NE GETİRİYOR? 1-İşveren işten attığı herkese gerekçesini bildirecek ve bunu ispat edecek. 2-İşten atıldıktan sonra dava açan işçi haklı bulunursa ek tazminat alacak. 3-Irk, din, dil, cinsiyet ve mezhep nedeniyle işçinin işine son verilemeyecek. 4-Taşeron işçi, kadrolu işçi ile ayni işi yaparsa ayni ücreti alacak. 5-İşçi 1 yıl çalışınca izin hakkı kazanacak. İşçi deneme süresi 2 ay olacak. 6-İşyerinde işverene yada arkadaşına sataşan, yetenekleri için yalan söyleyen, işverenin güvenini kötüye kullanan, hırsızlık yapan, 7 günden fazla hapis cezası alan, mazeretsiz 2 gün işe gelmeyen, uyarıldığı halde işini yapmayan, 30 günlük ücreti ile ödenmeyecek miktarda hasar yaratan işçi tazminatsız işten atılacak.
Eğer İŞ GÜVENCESİ YASASI ÇIKARSA; bu güne kadar yaptıkları gibi, işçileri tek veya topluca istedikleri zaman bir kuruş bile vermeden kapı önüne koyamayacaklar. İşçiler bunları biliyor mu? Sendikalar üyelerine anlatsa ve "İŞ GÜVENCESİ YASASI ÇIKMAZSA GENEL GREV YAPARIZ" diye karar alsa işçiler arkasından gelmez miydi? Eğer bu yasa çıksaydı bu kadar kişi işten atılabilir miydi?
ÖRGÜTSÜZ HİÇBİR ŞEY BAŞARILAMAZ. Bu gün örgüt yöneticileri dürüst, iyi olmayabilir. Bizim haklarımızı savunmaz. Hatta işverenle anlaşıp bizi satabilir. Haksızlığa uğradığımızda ilgilenmeyebilir. Böyle diye sendikamıza, meslek örgütümüze küsmekle hiçbir şey elde edemeyiz. Buna "PİREYE KIZIP YORGAN YAKMAK" denir. Yapılacak şey ilk kongrede bu gibi kişilerin tekrar seçilmesine engel olmaktır. Kongreye katılmak, yakından tanıdığımız, kendi içimizden, dürüst, namuslu, çalışacağından emin olduğumuz kişileri seçmektir. Bütün sorunları yönetime aktarmak, çözümü sadece yönetime bırakmadan, yönetim ve üyelerin yoğun katılımı ile çözüm aramak, alınan kararlara uyulmasını sağlamaktır.
Eğer böyle yapılmazsa; "TIPKI SİYASİ PARTİLERDE OLDUĞU GİBİ" örgüt içi demokrasi olmaz. Lider hegemonyası olur. Başkan ve yöneticileri değiştirilemez. Örgütümüz bir avuç çıkarcının elinde kalır. Kolayca yolsuzluk yapılır, yapanlar cezalandırılamaz. Yöneticilerin, siyasetçilerle çıkar için işbirliği yapabilirler. Bizi kimse düşünmez, sesimizi kimse duyma, sorunlarımızla kimse ilgilenmez. Özetle Sayıca çok olduğumuz halde, birlik olamadığımız için güçsüz oluruz. "BİZİ KİMSE ADAM YERİNE KOYMAZ."
TOPLUMUN TÜM KESİMLERİ ÖRGÜTLÜ DEĞİLSE, ÖRGÜTLÜ OLDUĞU HALDE BUGÜN BİZDE OLDUĞU GİBİ ETKİSİZSE O TOPLUMDA KİM DEMOKRASİ VAR DİYEBİLİR?
IRAK SAVAŞI !
ABD, Irak' ı neden vuracak? Irak Devlet Başkanı Saddam Hüseyin bölge ülkeleri için tehlikeliymiş. Ülkesinde demokrasi yokmuş. Doğrudur. Ama bu ABD yi neden ilgilendiriyor? 1970 li yıllarda İtalyan Komünist partisi çok güçlüydü. Bu yıllarda ABD yöneticileri "İtalya' da Komünist Partinin İktidara gelmesine izin vermeyiz" diyordu. Güney Amerika da bir çok ülke ABD desteği ile yıllarca askeri diktatörlüklerle yönetildi. Şili' de Allende' yi askeri darbe ile ABD devirtti. Şili halkı yıllarca askeri diktatörlük altında inledi. Binlerce kişinin ne olduğu hala bilinemiyor.
Toprakları işgal altında olan Filistinlilerin yaptıkları terörizm olarak kabul edilirken, İsrail her gün Filistin halkını uçak ve tanklarla bombalıyor. Çoluk çocuk onlarca kişi, ölüyor. Bunun adı terörizm olmuyor. ABD bu ülkeye ses çıkarmadığı gibi destekliyor. ABD yi esas silah tekelleri yönetiyor. Bu gibi savaşlarda yeni silahları deneniyor, sonra da milyonlarca dolara bizim gibi ülkelere satılıyor. ABD kendi askerini değil bizim gibi ülkelerin askerlerini cepheye sürmek istiyor. Kabul ettirmek için "ya para teklif ediyor veya bak sonra açıkta kalırsınız" diye korkutuyor. Bizim insanımızın değeri ABD insandan daha mı az değerli? Üstelik para ile ölçülemeyecek değerler vardır. Bunlardan en önemlisi insan hayatıdır.

23 SENTLİK ASKERE DAİR

Mister Dalles,
sizden saklamak olmaz,
Hayat pahalı biraz bizim memlekette.
Mesela 200 gram et alabilirsiniz
                koyun eti,
    Ankara'da 23 sente,
yahut iki kilo kuru soğan,
yahut bir kilodan fazla mercimek,
elli santim kefen bezi yahut,
yahut da bir aylığına
    yirmi yaşlarında bir tane insan
                erkek,
ağzı burnu, eli ayağı yerinde,
üniforması, otomatiği üzerinde,
yani öldürmeye, öldürülmeye hazır,
    belki tavşan gibi korkak,
        belki toprak gibi akıllı,
        belki gençlik gibi cesur,
            belki su gibi kurnaz    
        her kaba uymak meselesi.
belki ömründe ilk defa denizi görecek,
belki ava meraklı, belki sevdalıdır.
Yahut da ayni hesapla Mister Dalles
        tanesi 23 sentten yani
satarlar size bu askerlerin otuz beşini birden
    İstanbul'da bir tek odanın aylık kirasına
seksen beş onda altına yahut
        bir çift iskarpin parasına
Yalnız bir mesele var Mister Dalles,
    her halde bunu sizden gizlediler!
Size tanesini 23 sentten sattıkları asker
mevcuttu üniformanızı giymeden önce de
    mevcuttu otomatiksiz filan,
    mevcuttu sadece insan olarak,
    mevcuttu
        tuhafınıza gidecek,
        mevcuttu,
        hem de çoktan mı çoktan,
daha sizin devletin adı bile konmadan.
Mevcuttu, işiyle gücüyle uğraşıyordu,
mesela Mister Dalles,
yeller eserken yerinde sizin New -Yok'un
    kurşun kubbeler kurdu o
        gök kubbe gibi yüksek
            haşmetli derin.
Elinde Bursa bahçeleri gibi nakışlandı ipek.
Halı dokur gibi yonttu mermeri,
ve nehirlerin bir kıyısından öbür kıyısına
ebem kuşağı gibi attı kırk gözlü köprüleri.
Dahası var Mister Dalles,
sizin dilde anlamı pek belli değilken henüz
    zulüm gibi,
        hürriyet gibi,
            kardeşlik gibi sözlerin,
dövüştü zulme karşı o,
ve istiklal ve hürriyet uğruna
ve milletleri kardeş sofrasına davet ederek,
ve yarin yanağından gayri her yerde,
            her şeyde
            hep beraber
            diyebilmek için
        yürüdü peşinde Bedreddin'in.
O, tornacı Hasan, köylü Mehmet, öğretmen Ali'dir,
kaya gibi yumruluğunun son ustalığı
        922 yılı 9 eylüldür.
Dedim ya Mister dalles,
    herhalde bütün bunları sizden gizlediler.
Ucuzdur vardır illeti.
hani şaşmayın,
    yarın çok pahalıya mal olursa size
            bu 23 sentlik asker
Yani benim fakir, cesur, çalışkan milletim,
her millet gibi büyük Türk milleti.

Nazım Hikmet - 1952




YANIKOĞLU II MAĞAZASI AÇILDI

(Eski Mavi Market)

 

 

 

 

 

ismetbaytak@hotmail.com

kuzeyege@yahoo.com

 

cizgi1.jpg (425 bytes) cizgi2.jpg (579 bytes) cizgi3.jpg (545 bytes)

HER SALI GÜNCELLENİR